Tatil beldelerindeki esnaf ağlıyormuş bu sene bomboş buralar diye. "Zarar ediyoruz. Ey halkımız gitmeyin Yunanistan’a!" diye bas bas bağırıyorlar. Gerçekten şaşılacak şey karşıdan bakınca. Tüm o meşhur yerler neredeyse bomboş. Sanatçıların konserleri iptal ediliyor falan. Oteller ‘yarı yarıyayız’ diyor.
Her yaz tıka basa dolu olan yerler, yaz gelince nüfusları bilmem kaç katına çıkan ilçeler, kapış kapış giden localar, bin liralık lahmacunlar, boş odası olmayan oteller bu sene sinek avlıyormuş. Ayy, ne kadar da ilginç! Neden acaba? Hem de durup dururken. Ne oldu da yani bu duruma düştük acaba?
Daha 2 saniye önce bir haber düştü önüme. Turistten 2 nar suyuna 1200 lira almışlar. Haliyle bu duruma turist bile isyan etmiş şikayette bulunmuş. Hem sen yerli turisti beğenme dışarıdan gelsin iste, hem de geleni geleceğine pişman edip yolla. 1200 lira nedir? Bir lahmacuna 400-500 lira diyorlarmış. Bir su 30 lira olursa kim gitmek ister oralara?
Az imkanı olan haliyle en yakın neresiyse Yunanistan’a Mısır’a kaçmaya başladı. Haklılar da sonuna kadar. Kendi memleketinde harcayacak paranın yarısıyla tatilini yapıp geliyor, üstüne ülke görüyor, tarih öğreniyor, insan tanıyor, yer görüyor. Ohh mis.
Ne kadar acınası değil mi? Kendi memleketinde tatil yapamamak... Fazlalık kabul edilmek, istenmemek, beğenilmemek... Şimdi de el mahkum oldular, gitmeyin diye yalvarıyorlar. Gelen yabancı turisti de küstürdüler.
Neden oldu peki bunların hepsi? Aç gözlülükten, tamahkarsızlıktan, utanmazlıktan, gözümüzün doymamasından...
Biz kendi insanımızı bile kazıklamaya çalışan bir milletiz. Neymiş, gurbetçilermiş. Biz burada cebelleşiyormuşuz onlar burada tabiki fazlasıyla harcamaları gerekirmiş, hak ediyorlarmış.
Öyle açgözlü hale geldik ki doyamıyoruz bir türlü. Herşey gözümüze az geliyor. Evet kolay durumda değiliz zor yollardan geçiyoruz ama hep beraber oluyor ne oluyorsa. Herkes bir keşmekeşin içinde debeleniyor. Ve onca çalışmanın cebelleşmenin sonunda azıcık ara vermek istiyor altı üstü 7 gün falan. Çalışan herkesin hakkı mı hakkı.
Ama gel gör ki, o 7 gün bile fazla görülüyor bize. Kendi insanın tarafından bir de. Öyle çok gücüne gitti ki insanların bu tavır çareyi kaçmakta buldu. Artık memleketimde tatili bile çok görüyorlar diyip komşuya koştu. Sen layık görmezsen ben görene giderim dedi. Sanki herkes sessiz bir protestoya kalkıştı. Şimdi dövünsünler, kusura bakmasın kimse, acımam. Acımamak gerek, çünkü bu zamana kadar kimse elini vicdanına koymadı.
Ama hakikaten çok komik aradaki fiyat farkı. Ağlanacak hale geldik. Kendi memleketinde daha ucuza tatil yapar çoğu millet Çünkü başka bir ülke değiştirmek demek daha fazla maliyet demek her anlamda. Ama bizde işler ters! Herşeyde olduğu gibi. Ülkesinde daha pahalıya tatil yapan millet kategorisinde dünyada bir numarayız. Enteresan konularda böyle değişik galibiyetlerimiz var. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bir şekilde başarıyoruz farklı olmayı. Ama kötü anlamda.
Çok canımı sıkıyor artık bu ve benzeri olaylar. Bu kadar aç gözlülük utanmazlık doymamazlık bu kadar kolay hak yiyebilme potansiyelimiz. Aslında şu sıralar olduğumuzla, özümüzle en azından, ne kadar tezatız her anlamda. Belki de bu yüzdendir bir belimizi doğrultamadık her konuda. Hayır iş yapmıyoruz ki sonumuz hayır olsun.