Ne çok kandırıldık

Markette geziniyorum, buzdolabının önünde durdum. Peynir alacağım. Bakınıyorum, sonra bir şey dikkatimi çekti. Margarin bölümünde bir markanın margarini. Sonra yıllarca izlediğimiz reklamı aklıma geldi aniden...

'Kalp dostu'

'Türk Kalp Vakfı öneriyor'

Bunu yıllarca izledik...Yetmedi inandık, yetmedi kullandık. Senelerce döndü bu reklam televizyonlarda. Ne çok kullanırdık margarini önceden tariflerde...Neredeyse, her tarif de vardı. Şimdi ise yerini tereyağı aldı.

Küçümserdik tereyağını. Ne yalan söyleyeyim çocukluk aklı işte. Kahvaltıda tereyağı değil de margarin isterdim. Çünkü herkes yiyordu. Herkesin sofrasında vardı bizde de olması gerekiyordu. Babamda almazdı.Zararlı o iyi değil, en güzeli bu. 'Bunu sürün ekmeğinize' derdi.Tereyağını ya da zeytinyağını kastederek...Ee türküsü bile vardı zeytinyağlı yiyemem aman basma da fistan giyemem aman.

Ağırdı işte zeytinyağı yenemeyecek kadar. Pek bizim eve girmedi o yüzden. Sadece misafir geleceği, pasta börek yapılacağı zaman alınırdı. Ee tarifler öyleydi. 

Sonra tarhana küçümsenirdi. Salça, yufka, kesme makarna... Köyde yapılıp yenen ne varsa. Aklınıza ne geliyorsa...

'Aaa köy tavuğu mu o? Ayyy ne yediği belli değil yemeyin onu markette var onlar yemlerle besleniyor daha sağlıklı (!)'

'Aaa köy yumurtası mı o ayyy...'

Köyde yaptık bunları, köye gittik bu yaz bir sürü şey yaptı annemler. Hep bıyık altı gülünürdü bunlara. Ne gerek vardı her şeyin hazırı vardı zaten, hem de sağlıklı.

Ev yoğurdu yapmadık, çünkü hazırı çok güzeldi.Hem de ev yoğurdu gibi sulu olmuyordu. Çokta lezzetliydi.

Yıllarca ek gıdaya geçen bebeklere hazır meyve püreleri yedirildi sağlıklı faydalı diye. Kendi ablamdan biliyorum. Arı mamalar yedirildi. Topaç gibi olsun iyice doysun diye.

Bitkisel ilaçlara koca karı ilaçları dendi. İnanılır mı onlara dendi. Şimdi tıp çok ilerledi her şey muhteşem ne gerek var bunlara. Geri kafalı mısınız?  Kullananlara gülündü cahil bilgisiz diye.

Bunlar sadece şuan aklıma gelenler. Ne çok kandırıldık. Ne çok inandık her şeye.

Sonra devir değişti devran döndü. Ne oldu bilmiyorum, nasıl oldu bilmiyorum bir silkelenmek geldi aklımıza.

Margarinin zararlarını öğrendik, tereyağını ve zeytinyağının en güzel nimet olduğunu. O türkünün bilmem doğrumu, bu yüzden yazıldığını.

Şimdi tarhana, salça, yufka, makarna alabilmek yiyebilmek için kırk takla atıyoruz uçuk fiyatları da olsa alıyoruz. Sırf bunların satışını yapan hem de fahiş fiyatlara satan hesaplar açıldı. Sosyal medyada tuttu ve dünya para kazanıyorlar.

Yumurta gezen tavuktansa hele...

Köyde orda bur da dolaşan tavukların modern adı artık gezen tavuk.

Birde bu tavukları yemek için bulmak, onu sormayın kara borsa. Köyü olan kıymete bindi gıptayla bakılır oldu. Artık yoğurt almaz hepimiz yapar olduk. En önemlisi de bence bebelere neredeyse hazır hiçbir şey yedirilmez oldu. Hepsi eski usül.

Bitkisel ilaçlar desen aldı başını gitti. Nede iyi oldu derken... Ama geç kalmıştık işte. Olan olmuştu vücudumuza çoluk çocuğumuza kısacası genetiğimize karışan karışmıştı. Kanser almış başını gitmişti. Önlenemiyordu artık. Zararın neresinden dönersen kârdır tabiki de.Aklıma takılmadan durmuyor işte, ne çok kandırıldık.