Hava Durumu

Hayatın 'Anneni anlamak ' evresi

Yazının Giriş Tarihi: 06.07.2024 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.07.2024 15:55

Hayat ne garip...

Keşkelerle ama aynı zamanda iyikilerle dolu. Bazen çok yorucu, bunaltıcı, boğucu bazen serin su misali, hafif bir meltem esintisi, nefes kesen bir güzellik gösterisi gibi.

Bence bunlarda o kadar da sorun yok, sorun şurada; birbirine geçiş hızlarında.

Bazen öyle hızlı geçişler oluyor ki nevrim dönebiliyor. Hangi ara değişti ortam ne ara geldik buralara falan gibi. Bu hız işte yoruyor beni.

Alışık değilim malum yeni yeni kavrıyorum anlamaya çalışıyorum veya gerçek yüzüyle tanışıyorum hayatın. Ama sanırım bu aralar çabuk dibe vuruyorum, ağır mı geldi nedir?

Halbuki küçükken ne de çabuk büyümek isterdik. Neden acaba?

Niyeydi bu istek bu arzu.

Ne görüyorduk kim bilir? Veya en acısı nasıl hayal ediyorduk?

Sahi büyümesi hayal ettiği gibi çıkan var mı?

Şey ben daha acısız daha yorucu daha fresh daha berrak en azından karmaşık olmayan bir hayat hayal etmiştim sanırım.

Beklemediğim yerden geldi sorular...

Ne bileyim ne düşündük?

Büyükler daha rahat hareket ediyor mu? Veya istedikleri yere gidebiliyorlar,i stediklerini yapabiliyorlar, istediklerini alabiliyorlar, en azından kendi kararlarını kendileri verebiliyorlar... mı?

Halbuki ne büyük göz yanılması.

Ne büyük yanılgı, belki de dünyanın en büyük yanlış anlaması...

Tam tersiymiş meğer işler. Ben çocukken daha çok kendim karar verdiğim oluyordu mesela, daha çok rahat hareket ediyordum, daha çok istediğim kadar istediğim yere gidebiliyordum sanki.

Meğer büyüdükçe özgürleşmiyormuş insan daha çok kısıtlanıyormuş her anlamda.

En çok da ebeveyn olunca...

Ben anne olunca anladım dünyanın kaç bucak olduğunu.

İçime o endişelerin, o duyguların, aşırı sevgiyle beraber o aşırı korkuların giriş yapmasıyla bir daha asla çıkmayacaklarını anladığımda beynim durmuştu.

İlk eyvahım o zaman olmuştu işte.

Evet çok güzel ama aynı zamanda çok korkunç...

6 senedir o aşırı endişelerle beraber uyuyup uyanıyorum mesela, bir an olsun beni yalnız bırakmadılar. Uyurken bile onlar uyanıktı. Yani bu demek oluyor ki 6 senedir ben adam akıllı tüm benliğim ile hiç uyumadım.

Meğer annem 35 senedir hiç tüm benliği ile uyumuyormuş. Hala...

Bu düzen ölene kadar böyle sürüp gidecekmiş mesela. Düşünmesi bile yorucu değil mi?

Babalar da böyle mi? Bu raddede mi bilmiyorum ama hiç zannetmiyorum ya.

Hem de hiç zannetmiyorum çünkü bu seviye başka bir seviye. Çok güçlü... Her duygumuz gibi çok güçlü.

Bu aynı zamanda insana evet güç veriyor ama ayni hızla aynı dozajda yok da ediyor, bitiriyor metal ve madde anlamında.

Şikayetçi miyim? Evet bazen ama genel anlamda dünyanın en en en güzel duygusu nimeti meyvesi. Daha ilerisi yok çünkü.

İşte bu yüzden bu duyguyla beraber gelen ne varsa hepsi güçlü, yüksek dozajlı.

Geçmişte annemin artık dayanamayıp ağzından arada kaçan cümlelerini ben şimdi istemsiz kuruyorum. Farkında olmadan.

Sonra kendi sesimden kendi kulaklarım aynı şeyi duyunca insan mahsunlaşıyor geçmişe dönüyor ve geç de olsa demek sebebi buymuş diyorsun. Ve işte orda müthiş bir hüzün havuzuna balıklama dalıyorsun.

Şu dünyada " anneni anlamak" diye bir hayat tecrübesi gerçeği var.

Bir de,en çarpıcı olanı ise eskiden verdiği kararlar için kızdığın ne varsa anladığın evre var...

İşte bu insanı öyle bir vuruyor ki oturuyorsun hayatı yeniden sorguluyorsun, öyle ağır, öyle hayat dersi yüklü.

Ve anlıyorsun ki büyümek özgürlük değil, belki de tam tersi...

Çünkü bir vesileyim artık ben, bir birey olmaktan çoktan çıktım.

Kendim özgürce kimseyi düşünmeden karar vermek mi?

İşte belki de bu dünyanın en imkansız şeyi artık. Çünkü senin kararların en ufacığı bile sana bağımlı olanların hayatlarının yönlendirmesi olabilir.

Ne büyük sorumluluk değil mi? Bazen, şu sıralar sık sık bunu düşünüyorum. Ve annemi anlıyorum...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.