Hava Durumu

Hayata açılan ilk kapı

Yazının Giriş Tarihi: 19.09.2024 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2024 15:59

Bi orta yolumuz yok bizim millet olarak. Keskin burçlar misali sınırlarda yaşamasını seviyoruz mu artık yada hayat şartları mi bunu gerektiriyor bilmiyorum. Ben azıcık bundan zevk aldığımızı düşünüyorum artık. Kaosdan zevk almak gibi bir şey bu. Genel anlamda hayat ile toksik bir ilişkimiz var bizim.

Artık hayatımızın en keskin virajlarından birinden geçiyoruz ailecek. Ömrün Okul hayatı kısmı...

Ne ara buraya geldik, ne ara geçti o kadar yıl, ben ne ara buralara terfi ettim inanın bilmiyorum. Hem çok şaşkın, hem çok hüzünlüyüm. Sık sık ilk okuma kitabının kapağına bakıp bakıp daldığımı fark ettim bugün. Daha ağlamadım bu konu için ama biriktiriyor da olabilirim. Belki de daha o ilk şoku atamadım üzerimden.

Son iki haftadır okul ile yatıp okul ile kalkıyoruz.

Haliyle bizimde unuttuğumuz sandığımız ne kadar okul anımız var ise gün yüzüne çıktı. Meğer ben baya şey biriktirmişim beynimin ücra köşelerinde.

Ama genellikle şu ana kadar çıkanlar hiç iç açıcı şeyler değildi. Ben dertliyim ilk okul öğretmeni şansı bakımından da. Bu yüzden biraz tetiklendim sanırım. Hiç bilmediğim endişelerim oldu bebek gibi.

Meğer çok büyük üzüntülerim, korkularım ve kızgınlıklarım varmış benim.

Sadece benim değil 90’lar çocuklarının genel sorunudur bu aslında.

Çok sert ve tabiri caiz ise acıma duygusu olmayan bir ilkokul öğretmenim vardı. Ve ona sonsuz güvenen, inanan bir ailem.

İşte sorunun ana cümlesi bu...

Aslında öğretmenlerimiz ve ailelerimiz vardı.

Ne yazık ki benim jenerasyon bu dertten muzdariptir. Şanslılarımız olmaz mı ama bir elin parmakları kadardır altı üstü.

Çok sert geçti eğitim hayatımız maalesef.

Dokunulmaz ve sorgulanamaz öğretmenlerimiz vardı. Zaten de sorgulamak isteyen de çok azdı.

Tek suç onlarında değildi şimdi eğri oturalım doğru konuşalım.

"Hocam, eti sizin kemiği bizim..." diyen velilerimizin de katkısı çok büyüktür.

Ben oralarda kalmışım haliyle. Hala o yıllarıma gözlerim dolar, halbuki çok farklı olabilirdi her şey.

Ben bir çocuğun ilk öğretmeninin ilerideki hayatını yönlendirdiğine inanırım.

Çok büyük bir etkisi vardır hayatında. Çünkü ilk o hazırlar hayata, o yol gösterir, dışarıdaki dünyayı ilk o anlatır. Tabiri caizse dünyaya açılan ilk kapıdır ilk öğretmen...

Şanssızlığıma hüzünlenirim arada, tabi ki bu aralar çok sık.

İlköğretimi güzel geçenleri hep özenmişimdir. Benim korku filmi gibiydi de. Evde ayrı korku, okulda ayrı...

Çocuğa ilk özgüveni ilk öğretmeni verir.

Maşallah bizimkiler sanki özgüvenimizi törpülemek için var gibiydiler. Daha çok içe kapattılar bizi.

O yüzdendir ki şimdiki düzene şaştım kaldım.

Meğer işler tam tersine dönmüş...

O ezilen jenerasyon büyümüş de durdurulamaz velilere dönüşmüşler.

O kadar etki etmiş ki bilinç altına O neslin, çocuklarına yan gözle hafif kızgın bakana bile tahammülleri yok. O kadar keskin ve netler.

Sanki kendi çocukluklarını kurtarmak istercesine. Aslında kendilerini korumak istercesine...

Ama iyi hoşta işte hiç bir şeyin ayarı yok.

O zamanlar öğretmenlerin sınırı yoktu şimdide velilerin bir sınırı yok.

Düzen aynı sadece yerler değişmiş... Oyuncu değişikliğine gidilmiş.

Şimdi de iş "Hocam çocuğumun eti de benim kemiği de..." olmuş.

Evet bunda bende hemfikirim.

Asla korksun ,çekinsin, uzak dursun istemem çocuğumun öğretmenine karşı. Hele şiddet söz konusu dahi olamaz.

Ama ayarı da bilmek lazım galiba.

Yine ayar kaçık, yine aynı şey, yine aynı bozukluk hakim. Sadece roller değişmiş vaziyette.

Ben daha yeni başladım daha bir şeyin farkında değilim. Ama yenilir miyim bilinçaltıma bilemiyorum. İnşallah ayarı bilerek dozajı iyi ayarlayarak devam eder gideriz.

Tek duam ve temennim çocuğumun ve çocuklarımızın benim, babasının ve nicemizin ki gibi şanssızlığı olmasın. İlk yol göstericileri en hayırlı insanlar olsun. Bizi de hayırlı etsin.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.