Hava Durumu

Değiştirmek isterdim

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2019 07:00

Aşırı duygusallık başa bela. Her şeyden etkilenmek, her şeye üzülmek, herkesi düşünmek. Kendin hariç... O kadar yorucu ki. Her şeye, herkese ağlamak. O kadar ağlamak, etkilenmek, o gününü heba etmek, hasta geçirmek... Gerçekten yorucu. Hem bedenin hem ruhun yoruluyor. Böyle insanlar çabuk yaşlanırmış öyle okumuştum bir yerde. Gamsız insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşarlarmış.

Kendimde değiştirmek istediğim bir kaç huyumdan biridir bu. Elimde olsa ilk değiştireceğim şeydir belki de. Karşımda bana benzeyen birini görünce bile, 'aman bu kadarı da fazla ne gerek var' diyorum. Aynı şeyi istemsizce ben yapıyorum. Elimde değil, değiştiremiyorum. Denedim. Denemedim değil ama olmuyor. Huyum bu yapım karakterim bu. Gerçekten çok isterdim gamsız olmayı. Ve gıptayla bakarım hala. Başka özenilecek bir şey kalmamış gibi özenirim.

Çoğu haberi izleyemem, bakamam bile. Mesela saat 7 oldu mu ben televizyon kapatan biriyim. Herkes haber izlemek için açar, ben kapatırım.

İşim gereği haber girdim, haber yaptım, manşet attım ama bazı haberler oluyordu ki o günümü zehir ediyordu. Bana Nagihan bu kadar da olmaz hangi birine üzülesin dediklerini bilirim. Nefessiz kalıp dışarıya nefes almaya çıktığımı. Hatta bazı haberler de, 'Bunun manşetini sen yapar mısın? Buna manşet yapmak istemiyorum' diye söylemişliğim bile var arkadaşlarıma.

Ve hiç unutmam bir gün bir haber düştü ajanslara. Okuduk haberi ve herkes bir anda birbirine paslamaya başladı. 'Sen yap, o yapsın' diye. O kadar artık tahammül sınırlarımız zorlanmış ki kimsenin yüreği dayanmıyor. O gün hep beraber sinirden ağladığımızı bilirim. İnsan içinde dura dura alışır diyorlar her şeye ama ben bir buna alışamadım. Ve anladım yok bazı şeylere ne olursa olsun alışılmıyor. Ya da karakter meselesi bilmiyorum. Biraz gamsız olurum belki insan ne olacak dura dura işin içinde alışır diye. Bir umudum vardı ama olmadı. Ben alışamadım.

Sadece iş değil normal hayatımda da birine çok kızarım, çok üzülürüm ama o insanın ruhu duymaz.

Belli etmem ben kalp kırmak istemem. Kendi içim de yaşarım hepsini. İşte insanı yoran bu zaten.

Hatta küçükken anneme veya babama kızar kavga eder sonra da küserdim. Sinirim geçince de ben neden kızdım, neden küstüm, onları üzdüm diye oturur bide buna ağlardım.

Annemde şimdi neden ağladığımı öğrenince de kahkahalarla gülerdi. "Sende çok hoşsun Nagihan" derdi. Büyüdüm hala bu huyum devam ediyor.

Ve hala annem de bu sözü arada söylemeye devam ediyor. Değişmedi. Bir sinirle kızsam bağırsam yatışınca pişman oluyorum yaptığıma.

Sanırım ömrüm boyunca böyle olmaya devam ve yorulmaya devam.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.