Daha neler göreceğiz

Medeni(!) Avrupa ne hallere düştü.

Her şeyde cok iyi bildiğimiz, herkese caka satan Avrupa eridi. Çaresiz perişan. Savaşmadan da ülkeler nasıl çökermiş, sıfırlanırmış, eli ayağı bağlanırmış, çaresizlikten ne yapacağını şaşırırmış öğrenmiş olduk. Acı. Ne olursa olsun insan çekiyor bunca cefayı. O yüzden zor ve acı bir deneyim.

Hele en acı olanı ise kendi halklarına halkında devletine zerre kadar güveni olmaması. Şuan en çok korkulan olay yağmalama olasılığıymış. Böyle bir olasılık var! Bu zor zamanda inanılır gibi değil.

Bazı görüntüler yayıldı sosyal medyaya. Londra'da lüks markalar mağazalarını komple boşaltmışlar. Kepenk kapatmak yetmemiş ne var ne yok kaldırmışlar olası yağmalamaya karşı önlem almışlar!

Biz hala kendimizi beğenmeyelim. Hâlâ kusur bulalım. Hâlâ yandıralım. Bir ulaşamadık şu muasır medeniyetler seviyesine diye diz dövelim.

Ben bu yağmalama haberini okumadan önce zerre aklımın köşesinden bile geçmemişti, acaba bizde de olur mu diye. Böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal dahi vermemişim demekki haberi okuyunca şok oldum. Savaş da değiliz yok olmuyoruz veya ne bileyim devlet yıkılmıyor yada açlıktan ölmüyorsun bu ne yağmalaması?

Acaba bunca zaman çektirdiklerimizi mi yaşıyoruz diye düşünmeden edemiyorum ben. Dünya ehli olarak. Fakirlere, güçsüzlere, hayvanlara, garibanlara ...

Mevlam al bak yaşa nasıl bir çaresizlikmiş anla ey insanoğlu der gibi. Al, aç bıraktığın, hasta ettiğin, beş parasız bıraktığın insanlar neler yaşadı öğren.

Al bunlara yüzyıllardır sen çektiriyordun şimdi sen yaşa der gibi.

Herkes bir oldu. Eşitlendi.

Artık kim nasıl çıkar bu hengameden bilinmez, dibi gözükmeyen bulanık bir kuyu. Çaresiz insanoğlu ve bilim...

Ne yapacağımızı nasıl davranacağımızı şaşırdık. Dost düşman karıştı. Puslu bir havada son gaz gidiyoruz. Bizi ne bekliyor kimse bilmiyor.

Sanki dünya ters dönmüş gibi dengeler şaştı.

Sağlıkla, bilinçle, sağlam bir kafayla bu imtihan dan da çıkarız inşallah.