Hava Durumu

Bursa'm ve çaresizliği

Yazının Giriş Tarihi: 27.04.2024 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2024 16:00

Şuan bunları yazarken karşımda Bursa...

Çok severim şehrimi memleketimi her yerine ayrı bayılırım. Evet gezmeyi çok severim ama dönüp dolaşıp yine ve yine buraya dönüp burada yaşamak isterim. Her tepelerden kuş bakışı gibi baktığım her yerden içim açılır mutlu olurum.

Dum...

Şuan aynı hisleri yaşayamıyorum nedense. Daha çok üzüntü kaplıyor içimi. Aslında ben en güzel zamanlarını da yakalayamadım ama olsun yine de çocukluk hatıralarım ve şimdi ki gördüklerim aynı şeyler değiller. Ve bu beni yeni yeni üzmeye başladı.

Şuan gördüğüm içimi açan bana huzur veren her gözümün değdiği yere mutlu olduğum yer burası değil artık. Her gözümün değdiği yere mutlu olmak şöyle dursun bir üzüntü ve tarif edilemez kızgınlık kaplıyor içimi. Avazım çıktığı kadar bağırmak hesap sormak bedel ödetmek geliyor içimden.

Çünkü Bursa artık Bursa olmaktan çıktı. Çıkardılar, çıkardık el birliği ile.

Dağ eteklerine çıkıp havasını içimize çeke çeke soluduğumuz, günün hangi saati olduğu fark etmeksizin bir çay bahanesi ile kendimizi dağ yollarına vurduğumuz, kışın ortasında dahi olsa sıcak salep içmeye en tepedeki kafelere çıktığımız o Bursa artık bunlara değer mi bilmiyorum.

Biz sırf manzara görelim dağ havası alalım diye bütün Bursa'yı dolanıp da dağ yolunu tercih eden insanlarız, durmak için sanılmasın sadece bir yerden bir yere varmak için bu yolu tercih ediyoruz, bile isteye yolumuzu uzatıyoruz zevkle.

Ama  uzun zamandır her gördüğümde kuş bakışı memleketimi üzüntü duyduğumu fark ettim. Hali çok canımı sıkıyor artık. Bursa Bursalıktan çıktı da neye benzedi bilmiyorum.

Şuan yine kuş bakışı karşımda Bursa ama hoşumuza gitmek şöyle dursun gözümü tırmalayan öyle çok şey var ki, benim gözümü yoran güzelliğine odaklanamıyorum.

Güzelliğini çaldılar çünkü.

Her yer inşaat bitmek bilmeyen inşaat dalgası, her yerde ama. Şuan yeşil olarak gördüğüm yerler öyle az ki, tüm ova, o güzelim bereketli rahmet bereket fışkıran o ova yığınlar içinde.

Otur haline bağıra bağıra ağla.

Ovalardaki köyler birbirleri ile birleşti de oda yetmedi şehirle birleştiler şimdi tek tük kalan tarlalar da gidiyor bir bir.

Yemin ederim öyle az ki yeşil alan, hani ovasıyla meşhur bir cennet vardı eskiden ya şuna gözümde nasıl biliyor musunuz;

Her yerine beton dökmüşler de yetmemiş kaplamaya, yeni harç karmaya gitmişler gibi.

Yeşilliğin kapatılması yarım kalmış gibi.

Belki de çok yanlış bir karardı Bursa'ya sanayi getirmek sanırım. Çokta bir seçeneğimiz yoktu aslında da.

Ama yine de özünü bitirdik cennet memleketimin.

Oturup haline ağlanacak hale geldi.

Sanırım bu devirde yüksek bina sevmeyen apartman istemeyen kalabalıklardan kaçmak isteyen beton ve grilik görmekten midesi bulanan nadir insanlardan biri oldum. Öyle azız ki...

Herkes halinden olup bitenden memnun. İşine bakıyor millet, çok da bir şey umurunda değil.

Yoksa bu kadar kötü çirkin bina neden dikilsin değil mi? Arz talep meselesi bu işler.

Zevk sahibi insanlar olmayı nerede ve ne zaman bıraktık acaba? 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.