Bu savaşı kazanamazsınız!

Asla ve kat'a bu zihniyeti bu görüşü esas kılan ve savunanları anlamayacağım.Affetmeyeceğim.Unutmayacağım ve elimden geldiğince savaşacağım.

Evet çok ciddiyim.Çok uzun zaman oldu.Derdimizi anlatamayacağımızı, asla dinlemeyeceklerini anlamaya dahi çalışmayacaklarını ve ellerinden gelse sana neredeyse yaşama hakkı dahi sunmayacak kadar gaddarlaşacaklarını...

Daha çok dilimin ucuna gelen şey var ama bu seferde benim onlardan farkım kalmaz değer mi peki?Asla! Farkım, farkımız olmak zorunda o da burada başlıyor işte, onlar gibi olmayarak.

CHP’li Özgür Özel’in diyanetin okul öncesi eğitimiyle ilgili, "Çocukları bütün dünya nasıl yetiştiriyorsa öyle yetiştirmek varken orta çağ zihniyetine yönelmenin..." diye devam eden sözlerini okudum.

Bakın işte ben bu yobazlıkla büyüdüm yetiştim bu zamana geldim. Bu bağnaz kafa yüzünden çok kendimi (kendimizi) kısıtladığımı, kastığımı bazı şeylerden uzak durduğumu zoraki bir içe kapanıklık yaşadığımı biliyorum. Okuduğum okul yüzünden bir yere giremediğim gerçeği var bir kere.Hayallerimi mecburen göz yaşları ile bıraktığım gerçeği mesela. Aaa ama hata bende savaşmalıydım bırakmamalıydım, direnmeliydim orası başka.O benim suçum. Ama o yıllarım hala gözümün önünde ve her hatırladığım da gözlerim dolar hala. O hayal kırıklığı o perişanlık o çaresizlik, ne yaptık ki biz şimdi, suçumuz neydi bizim diye bas bas bağıran gözler, tüm sorulara kapalı kapılar, öğretmenlerimizin gözlerindeki çaresizlik o boyun büküklüğü...

Hiç unutmam bir matematik hocamız vardı.İyi bir insandı.Tek farkımız aynı görüşte değildi ve ciddi manada karşıydı da.Ama bize karşıda bir aykırılığını görmemiştik sadece sık sık dile getirirdi. Tam da o hayal kırıklığının ortasında bir arkadaşım hüngür hüngür ağlayarak hocaya hitaben "Hocam şimdi benim suçum neydi ki? Ben vatanıma hayırlı bir birey olacaktım.Kalkındıracaktım ülkemi.Sığar mı bu insanlığa siz söyleyin.Hak mıydı yani bu revamıydı bize?"

Koskoca adamın hiç sesini çıkarmadan gözlerinde yaşlarla, koşa koşa bizden uzaklaştığı hala gözümün önünde. O da öyle yapınca daha da çok ağladığımız an da hala gözümün önünde.

Ağaç yaş iken eğilir denmiş değil mi? Ne varsa öğrenilecek o yaşlarda öğrenilirse.İnsan aklında daha çok kalır unutmaz diye bilimsel bir gerçek var. Malum herkesin bildiği artık. Dinini öğrenmek ve kendi evladına saf bir niyetle ve kanunen hakkı olarak öğretmek istemenin nesi bu kadar abes ve çağ dışı olabilir hakikaten anlamıyorum.

‘Avrupa Standartları’ diyor beyefendi.

Hayır koskoca sözde okumuş, adam olmuş,“ben millet yöneteceğim” diye çıkmış bu işe soyunmuş adama, ben nasıl  Avrupa’nın eğitimini dini kaygılarını ve özenini anlatayım. Sırf bu yüzden bu kaygı ve özen yüzünden prestijli lüks donanımlı okullar açtığını ben mi anlatayım. Sırf bu dava uğruna bizim ülkemizde bile olduğunu hem de burada bile en iyi okul kabul edildiğini oraya girmek için bazılarının canını dişine taktığını ben mi anlatayım napayım yani isim mi vereyim.

Neden onların yaptığı çağ dışı orta çağ zihniyeti sayılmıyor aksine ilericilik laiklik kabul ediliyor da biz aynı mantıkla hareket edince sıkıntı çıkıyor.

Derdiniz ne devlet ne millet ne eğitim ne insan... Tek bir gayeniz ve emeliniz var sizin varsa yoksa İslam...

Ve buna gözleri kulakları ağızları kapalı bir güruh. Maalesef kötü bir haberim var size ; uğraştığınız son din, 1400 yıldır devam eden , edecek olan, engellenemeyen, engellenemeyecek olan... Yani demem o ki boşa kürek çekiyorsunuz senelerdir bunun sonu yok. Bu savaşı kazanamazsınız...