Boğaz neden dokuz düğümdür?

Bir söz takıldı aklıma...

Boğaz neden dokuz düğümdür veya boğumdur?

Bir kelam etmeden evvel önce 9 kere düşün diyeymiş.

O sözü boğazın her boğumundan geçir, ne sonuç doğuracağını bir düşün, uygun olmayan yerini bir düzelt, son boğuma kadar ölç tart, işte ondan sonra söyle sözünü diyeymiş.

Ne güzel demiş değil mi eskiler.

Boğaz dokuz boğumdur; sekizini yut birini söyle.

Bildiğimiz bu sözleri, her an karşımıza çıkan bu öğütleri, keşke anlamaya çalışsak, çalışmak yetmez uygulasak.

Ne kadar çok şey değişir hayatımızda...

Herkes dikkat etse sözlerine dünya daha katlanılabilir bir yer olur belki.

O bizim düşünmeden ettiğimiz o sözler nelere mal oluyor, neler doğuruyor kim bilir...

Bir sözle dünyan aydınlanır, bir sözle dünyan yıkılır.

Bazen sana bir heves olur, bazen bırakır kursağında her şeyi.

Bunların hepsine bir söz kadir oluyor işte.

Sadece bir söz ile barışır birleşir insanlar işte o aynı söz ile de sonsuza dek ayrılabilir.

Aslında etkisi çok büyük bizim için hayatımızı şekillendirir bir nevi.

Alacağımız kararları etkiler.

Cümleyi geçtim bazen bir kelime bile yetebiliyor tüm bunlara.

Ama işte asıl burada ters olan şey insanoğlunun en savurgan olduğu, en hoyrat davrandığı konudur.

Hayatımızı şekillendirdiği halde...

Düşünmeden ettiğimiz bir söz yüzünden değil mi her şey.

Tüm o ayrılıklar, barışmalar, acılar, sevinçler, huzursuzluklar, güzellikler...

Bütün duyguları yaşatabiliriz bir kelamımızla karşımızdakine.

İnsanoğlu konuşarak anlaşır, ağızdan çıkan sözlerle iletişim kurar çünkü.

Az biraz dikkatle hayat daha güzel olmaz mı daha kolay olmaz mı acaba...

Keşke ölçebilsek tartabilsek, keşke gerçekten sözlerimizin sekizini yutup birini söyleyebilsek.

Keşke hep aklımızda olsa hayatımızı, hayatlarımızı etkilediği kelimelerimizin.

Kurduğumuz cümlelerin nerelere gideceğini keşke önceden düşünsek.

Zorlaştırmak yerine biraz daha kolaylaştırmaya çalışsak hayatlarımızı.

Keşke yapabilsek...