Hava Durumu

Aydınlarımız (!)

Yazının Giriş Tarihi: 12.02.2017 09:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.02.2017 09:32

Sabah açtım televizyonu rastgele bir kanal çıktı değiştirmedim.

Bir sabah programı.

Bir konu, bir olayın üzerine tartışıyorlar hararetli bir şekilde merak ettim, dikkatimi çekti.

Programda tartışılan konu Abdulhamit'in torunu Nilhan Osmanoğlu.

Ben 'yav yine mi tamam artık haklı veya haksızda olsa yeter artık ne kadar doladılar dillerine' falan derken meğer konu başkaymış.

Aydınlarımızdan (!) Yılmaz Özdil bir konferansında Nilhan Osmanoğlu'nun hakkında konuşuyor.

Konferans salonu tıklım tıklım dolu kadın, erkek...

Özdil, ne dedi ne kadar konuştu öncesini ya da sonrasını dinlemedim bilmiyorum.

Sonra telefonla bir başka aydınımız (!) oyuncumuz (!) konferansa dahil oldu.

Ve aralarında birkaç cümlelik diyaloglar yaşandı.

Allahım, onlar nasıl konuşmalar, nasıl kelimeler onlar.

Bildiğiniz mahalle ağzı...

Salon kahkahadan yıkılıyor.

Önce acaba yanlış mı anladım ben çünkü salonda alkış kıyamet kopuyor benim anladığım gibiyse olay bunun tam tersi olmalı çünkü benim anladığım kadarıyla baya ortada bir terbiyesizlik vardı.

Tekrar dinledim diyaloğu yooo baya ben doğru anlamışım.

O zaman...

Bir sultana geçtim bir bayana o kelimeleri o imaları sen nasıl söylersin.

Salondakiler bu saygısızlığa nasıl böyle kahkahalarla gülebilirler.

İşin ilginci belki de salonun yarısı kadın.

Bu ne saygısızlık, bu ne edepsizlik, bu nasıl bir ahlaktır.

Bir kadına ima olarak anca bu kadar çirkinlik yapılabilir.

Müjdat Gezen cümlesinin sonunu Şöyle bitiriyor '...neyse bunu sonra konuşuruz'!

O an konuşamamış paşamız...

Kim bilir daha ne diyecekti de diyemedi.

Ben kurduğu cümlenin (bence) çirkinliğinden ahlaksızlığından tamamını buraya yazmayacağım.

Nerede kadın hakları savunucuları!

Bu istismar değil mi?

Bu kadını aşağılamak değil mi?

Nereye gittiniz?

İşinize gelene mi yardım edip arkasında duruyorsunuz?

Peki, bu iki insana biz nasıl aydınlarımız (!) diyebiliyoruz.

Aydın ne demek?

'Genellikle öğrenim görmüş, çok okumuş, kültürlü, bilgili, görgülü, ileri ve açık düşünceli kendisi aydınlanmış olduğu için çevresini de aydınlatabilecek nitelikte olan kimse'!

Görgülü, kültürlü, bilgili...

Bir de kendisi aydınlanmış çevresini de aydınlatıyor üstelik!

Bir milletin aydınları böyleyse halkı nasıl olur?

Hadi bunların ne olduğunu az çok artık herkes biliyor diyelim. Yani.

Benim en çok kızdığım kahkahalarla gülen (sanki stand up gösterisi varmış gibi) o koskoca salon.

Bu çirkinliğe nasıl güldüler? O salonun yarısı bayan. O çirkin sözler size de edilmiş sayılır!

Niye? Bu kadar mı seviyemiz düştü bu mudur yani.

Diyecek söz sataşacak kelime kalmayınca bel altı mı vurmaya başladık? Bu nasıl bir acizliktir şok oldum izlerken... Bahsettikleri kadın evli çoluk çocuk sahibi bir kocası bir yuvası var. Hadi olmasın ne fark eder... Sen kabul etsen de etmesen de atamızın torunu. Geçmişini inkar etsen de bunu değiştiremezsin maalesef. Evet haksız olabilir yanlış bir konuşma yapabilir kızmış da olabiliriz. Tamam.

Bu yüzden saygı duymuyorsan anlayabilirim ama bari bir kadın bak onu da geçtim bir insan olarak saygı duyun bari.

Yazık...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.