Hava Durumu

Siberin aşağılık yüzü

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2019 07:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2019 07:28

Dijitalin hayatımızın başköşesinde rol aldığı bugünlerde evimizin neşesi olan çocuklarımız neşelerini gitgide kaybetmeye başladı.

İnternet ve bilgisayar olmadığı için evden dahi çıkmak istemedikleri bir dönemi yaşamaya başladık.

Geçtiğimiz haftalarda facebook üzerinden başlayan '#10YearsChallenge' yani 10 yıl önce ve bugün olarak fotoğraflar paylaşıldığı bir etkinlik üzerinden ben de on yıl öncesini ve bugünü buraya yazmak istiyorum.

10 yıl önce yani henüz 10-11 yaşlarındayken Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi sokaklarında sabahtan akşama kadar futbol oynadığım günler geliyor aklıma.

Birçok aile eski evlerinin yerlerini yenilerine bıraktığı zamanlara denk gelmiş olsa dahi biz arkadaş çevremizi korumayı başarmıştık.

Apartman görevlisinden kaçışlarımızdan, izinsiz okul bahçesine girip futbol oynadığımız günlerin 'küçük yaramazlıkları' hala aklımın bir köşesinde.

Bugünlerin çocukları ise bırakın sokağa yalnız çıkmayı, sokakta arkadaşlarıyla futbol oynayacak bir köşe başı bile bilmiyorlar.

Tek bildikleri ise çeşitli online oyunlar ile arkadaşlarıyla dijital dünyada buluşmak.

Bu durum ise maalesef bizim umduğumuz kadar güzellikler barındırmıyor.

Dijitalin aslında çok da güzel bir yüzü olmadığını göremiyor ebeveynlerimiz.

Henüz 2 yaşındaki çocuktan büyüklerimize kadar herkesin elinden düşürmediği bu 'dijital varlıklar' en çok da küçüklerimizi tehdit ediyor.

Her gün haberlerde 'siber dolandırıcılar' tarafından dolandırılmış büyüklerimizin haberlerini izliyoruz ancak küçük kullanıcıların karşılaşacağı tehlikelerden habersizce yaşıyoruz.

Tam bu noktada ise kontrollü ebeveyn olmanın önemi ortaya çıkıyor.

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz 'mavi balina' oyunu gibi birçok oyun aracılığıyla küçük kullanıcılar hedef alınıyorlar.

Yalnızca oyunlar değil, instagram gibi küçük yaştaki kullanıcılara uygun olmayan sosyal medya platformlarıyla birlikte cinsel istismar gibi korkunç tehditler de gün yüzüne çıkmış oluyor.

Bu bağlamda dijitalin içine doğmuş olan kardeşlerimize öğütlememiz gereken en önemli husus 'Telefonu elinden bırak!' değil, aksine dijitalin doğrularını ve yanlışlarını öğütlemek olacaktır.

Gerçek dünyada öğretmeyi hedeflediğimiz ahlaki normları aynı şekilde dijitale uyarlayarak 'kuralsız' dünyada kurallarla yaşamayı öğretmeliyiz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.