Hava Durumu

Sen geleceksin ama ben bugün olacağım

Yazının Giriş Tarihi: 18.03.2018 13:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.03.2018 13:45

Büyük politikalar, işler ve amaçlar ancak büyük adamların iradesi ve kararlılığıyla başarıya ulaşabilir. Bu kimi zaman savaş meydanındayken bazılarıysa masa başında ellerinde sıcacık çaylarını yudumlarken gerçekleşir.

İnkılap dersleri her zaman için en cazip derslerin başını çekmiştir benim için. Lise zamanlarında derslere dair hatırladığım hatıraların bir çoğunun inkılap dersinde olması da bu yüzdendir. Gerek dersin verdiği çekicilik ve bir tarafta da payı ölçülemeyecek anlatıcı/öğretici/hoca. Öğretmen diyemedim diye kızılası bir durum olsa gerek ancak öğretmenlik konusunu daha geniş bir çerçevede incelemek gereği görüyorum, şimdi benim konum inkılap dersi.

Mart ayı geldiği zaman bilinçsizce birçok program yapılır okullarda. Öğrenciler salonlara doldurulur ya da ayakta dikilmek suretiyle bahçenin en güzel köşesinde tam sıra halinde bekletilir; özellikle martın en soğuk döneminde. Gerekçeyse her zaman, "Askerlerimiz üşürken bahane üretmedi evladım!" Ancak anlaşılmayan mesele şudur ki, ben asker değilim ve şimdiki görevim tarihimi, ilmimi öğrenip gelecek nesillere ışık tutacak eserleri vatanımız ve vatandaşlarımız adına meydana getirebilmek. Çoğu zaman da, birisi ayakta dikilerek Çanakkale Şehitleri'ni anma etkinliğinde hasta olur, ertesi gün okula gelemezdi. Ancak bilinmelidir ki, gereği görüldüğü takdirde hepimiz canımızı verecek gönüllülerizdir.

O inkılap derslerinde öğreticinin bizim hoşlanacağımız muhabbetler edişiyle ders daha bir çekicilik kazanıyor ve akılda kalan tek ders olarak beynimizin bir köşesine yazılıyordu. Öğreticinin bu çabası ve gayreti sonucunda da öğrenmemiz gereken, kendimize ve devletimize ait birçok bilgiye sahip oluyoruz. Yalnızca bu ders için geçerli değil üstelik tüm öğreticilerin aynı ilgi ve alakalı davranışlarıyla daha bilinçli ve bilgili nesillerin barınacağı bir devletimiz olacaktır.

Mart ayıydı ve çeşitli anma etkinlikleri olacağı için Çanakkale Savaşı konumuzu o güne sarkıtmıştık, belki de o zamana denk gelmişti, kim bilir! Erdemli Öğreticimiz Çanakkale Savaşı'nı anlatırken bir zaman Alman General'in yanlış veya eksik stratejisini gören Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının aldığı inisiyatif ve sonrasında gelen başarıyı anlatmıştı.

Bir gencin inisiyatif kelimesiyle karşılaşmasına ilk kez orada tanık olmuştum. Daha sonra da pek rastladığım söylenemez. Okulda ve üniversitede bizlere dayatılan asıl mesele bir insanın bilgisini kayıtsız şartsız kabul etmek ve kendi fikir tarlamızda yeni mahsuller üretmememiz gerektiğiydi.

Son seçimlerin ardından seçilme yaşının 18 yaşına düşmüş olması bu genç görüşlerin olaylara dahili konusunda gözlerimizi parlatan ve içimizi rahatlatan meselelerin başında geliyorken son dönemde teşkilat ana kademelerinin gençler ile zenginleştirilmesi konusunun gündeme gelmesi de bu hususta bizleri geleceğe dair ümitlendiren bir olay.

Bir teşkilat hikayesi ve savaşta yaşanılmış bir gerçeklikten sonra karşımıza çıkan bir pankart tüm ümitlerimizi yanan koca bir alevin içerisine itmekte. Üstelik bu pankart bir üniversite gençlerine dokunan bir derneğe ait ve "Sen Geleceksin" diyerek tüm bu gençlerin dahili konularına zarar vermektedir.

Ben gencim ve buradayım. Devletimin geleceğine dokunacak işleri bugünden yapıyorum ve bu konuda elimden geleni yapmaya devam edeceğim.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.