Kardeşlerimizi kucaklamamız gerekirken...

Uzun zamanlardan bu yana söylenegelmiş ve artık resmi kaynaklarca da bilinen bir gerçeklik, P.İ.Ç. (Paralel İhanet Çetesi)'nin önemli sınav sorularını itaatkar kişilere ve onların referans olduğu kişilere verdiği biliniyordu.

Sürekli kurban, zekat, bağış ve sadaka adı altında öğrencileri besleyip aslında ideolojik çıkarlar ve finansmanlık yaptıkları da biliniyordu ve bu da diğer davranışları gibi resmiyete dökülmüştü.

Aslında inkar edenler tarafından dahi, tek amaçları İslam düşmanlığını şirinleştiren İslamofobya kurucularının farklı projeleri olduğu, herkes tarafından bilinmeye başlandı. 

P.İ.Ç. elebaşının sünnete ve hacca gitmemek, seccadeye ayakkabıyla basmak gibi olayların nedeni ve ahmaklığı sürekli kamuoyunda tartışılır ve olumsuz sonuçların apaçık ortaya çıkmasıyla sonuçlanırdı ve bunun sebebi de apaçık ortaya çıkmış olmuştu.

"Allah dostu" dendiği zamanlarda insanın aklına ilk başta sünnet üzere yaşayan ve Kuranı kerim adına çalışan insanlar gelmesi gerekirken P.İ.Ç. elebaşına böyle diyecek kadar cahil bırakılmışlığımız, Allah dostlarını eleştirme gafletine düştüğümüzde yüzümüze vurulur ve İslamofobya kurucuları tarafından kahkahalarla izlenir olduk.

%99'u Müslüman olarak nitelendirilen ve üstelik İslami kurallar gereği yönetilen bir Osmanlı İmparatorluğu'nun devamını yaşıyorken, İslamofobya kurucularının ekmeğine yağ sürüp bir de üstüne İslam coğrafyasına önderlik etmemiz gerekirken, ehli sünnet tarikat ve toplulukları bitirmek üzere çabalar sarf ediyoruz. Üstelik bunu da Yenikapı Ruhu'na en ihtiyacımız olduğu zamanda yapıyoruz. Kardeşliği öngörmemiz gereken zamanlarda kardeşlerimizi taşlıyoruz. Kendimize bunu yakıştırıyor olmamız ise en büyük alçaklığımız.