Hava Durumu

Türkiye'nin küresel güç dengesinde yeri ve önemi

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2019 06:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2019 06:58

Dönemsel olarak konjektürel gerçeklerle farklılık gösterse de Türkiye'nin güçü; jeopolitik önemi, bulunduğu coğrafi konum ve yakın geçmişe kadar devam eden iki kutuplu dünya düzeninde iki gücün interland sınırlarında olmasından dolayı artarak yükselmiştir. Anokranizm yakmadan her dönemi kendi koşullarıyla değerlendirecek olursak Türklerin Anadolu'yu yurt edinmeleriyle başlayan Malazgirt Savaşı ve akabinde Doğu Roma'ya son vererek iki bin iki yüz yıllık medeniyetin tahtına oturmasıyla baharat ve ipek yolu gibi ticaretin can damarını oluşuran ulaşım kanallarına hakimiyeti Türkiye'nin öncü devletinin ne kadar önemli olduğunun kaşaesi gibiydi. Bu önemini dönemsel gelgitlere rağmen 20. yy sonuna kadar koruyan yeni  Türkiye Cumhuriyeti konvensiyonel silahların önemini azaltıp balistik savaş araçlarının öneminin artmasıyla Türkiye'nin öneminin azaldığı dillendirilmeye başladı. Ki bu çok yanlış bir tespitti. Çünkü Türkiye değişen dünya sisteminde başrol oynamsa da önemini sadece bulunduğu coğrafya ve etki alanından başlayarak stabil kalmamış. Özellikle realizm hakim olduğu uluslararası güç dengesinde kendi güvenliğini garanti ederek, savunma sanayi yatırımlarına önem vererek bunda da büyük başarı sağlamıştır. Belki dünyanın büyük balistik silah üreterek güvenliğini sağlama alan ülkelerinden biri değilse de kendi başka güçlerin insafına bırakan, silahlarının %90 dışarıdan tedarik eden ülekelerden de değildir.

Ekonomisi ve savunma sanayisi güçlenen Türkiye güçlü batı devletlerinin sadece pazarı ve zorunlu, muhtaç ortağı durumundan çıkıp kendi menfaatlerini ön plana alarak göstereceği tavır ve davranışları buna göre belirlemeye başlamıştır. Bu durum batılı devlertlerin büyük güçlerinde bir hazımsızlık ve şaşkınlık meydana getirmiştir. Bu şaşkınlık ve belki de kızgınlıkla Türkiye'ye yön tayin etme sevdasıyla siyasi mühendislikler yapmaya çalışan ülkeler, başta ABD Türkiye'ye ambargo tehtidi ve istediğimiz silahları vermeme kozunu kullanmaya kalkmıştır. Ancak Türkiye tabancasını ve mermisini başkasının lisansıyla yapan eski Türkiye değildir. Kendi güçüyle neler yapabileceğinin bilincindedir.Ekonomik olarak da dünyaya entegre olmuş yabancı yatırımcıyı bünyesinde barındıran kendi sermayesiyle başka ülkelerde üretim ve ticaretin içinde olan bir hal almıştır.

Özetle soğuk savaş döneminin sonuna kadar geçen önceki iki yüz yıllık süreç bahsi geçen dönemle çatırdamayla başlamıştır. 21. yy Türkiye açısından pozitif olarak bambaşka bir form almıştır. Türkiye artık bu süreçte güç dengesinin baş aktörlerinin santraç tahtasında piyon olmaktan çıkmıştır. Oyunculardan biri olmak için devam eden güç müsakabalarının sonucunu beklemektedir. Bu niyetini de uluslar arası kamuoyuna deklara etmektedir. Dönemler değişse de Türkiye'nin bin yıllık Anadolu'daki önemi değişmemiş, son zamanlarda güç dengesinin taraflı bileşenlerinin sığınmacı bir parçası olmaktan kurtulmuştur. Oluşması gereken gücün eşit paydaşlı ortaklarından biri olması yolundaki yol haritasının bitimine ramak kalmıştır. Türkiye uluslararası güç dengesinin yedek unsuru pozisyonundan başat gücü durumuna geçiş sürecinin sonuna yaklaşmaktadır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.