Hava Durumu

Tarih tekerrür eder mi?

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2020 06:30

Son dönemlerde iyice ayyuka çıkan batının Fransa merkezli İslam düşmanlığı belki de göründüğü kadar kötü değildir !!!
 İslam'la  batı arasındaki çekişme bugün değil ta Emeviler Dönemi'nde Tarık Bin Ziyad'ın Cebel-i Tarık (Tarık'ın Dağ'ı) boğazını 711 yılında geçip İslam dini ve medeniyetini Batı'nın kalbine götürmeye azmettiği yıllarda nirvana yapmıştı. Genel kanı olarak İslam'la Batı mücadelesini Haçlı seferlerine indirgeyen  bir düşünce yanlış olarak halk arasında hakimdir. Ancak bu sürecin başlangıç yıllarını yukarıda belirttik.

Ta o zaman da İslam'ın yayılmasını engelleyen bugünkü gibi İslam düşmanlığının öncülüğünü kimseye kaptırmayan Fransa idi. Avrupa içlerine yönelmiş İslam orduları 732 Puvatya Savaşı'nda o zamanın asi bir Fransız dağlısı olan Charles Martel komutasındaki Fransız ordusu coğrafyanın da yardımıyla İslam ordularını durdurdu.

Batı'da yükselen değer olan İslam düşmanlığı bugünkü konjonktürde farklı coğrafyalarda farklı reaksiyonlara sebep oluyor ve bu tepkiler Fransa öncülüğündeki Batı için hiç de pozitif sonuçlara gebe tepkiler değil.

Fransa ve Almanya ile birlikte Afrika'yı arka bahçesi olarak kullanan Belçika'ya karşı Afrika ülkelerinde ciddi bir karşı duruş başladı. Daha önce batılı sömürgecilerin seçtirdiği kukla yönetimler vasıtasıyla kara kıtayı dizayn edip kanını emen  bahsi geçen ülkelere karşı ilk defa bu perde de ve ölçekte konsolide olmuş halk kitlelerinin adeta isyanına şahit oluyoruz.

Olaylara dar çerçeveden baktığınız zaman şer gibi görünen Batı'nın İslam düşmanlığı görünen o ki kara kıtanın uyanışına sebep olacak. Dilek ve temenniden öte reel politik bakış açısıyla süreci değerlendirdiğimizde, küresel siyasetin ana bileşeni bölgesel politikanın ivmesi İslam devletinin birleşmesi olmasa da yakınlaşmasına doğru evriliyor.

Görünen o ki, Fransa bundan yaklaşık 1250 sene önce İslam'ın Avrupa'da yayılmasına karşı verdiği zararı bugünkü çıkışlarıyla İslam coğrafyasının yakınlaşmasına hatta  birleşmesine vesile olarak telafi etmiş olacak.

18.yy son çeyreğinde geçirdiği çakma devrimsel dönüşümle nasıl milletlerin parçalanmasını tetikleyen domino etkisini başlattıysa şimdi de vahşiliğini açıkça dillendirmekten çekinmeyen tavrıyla Müslüman milletlerin uyanışına, yakınlaşmalarına ve hatta kendi özelinde Batı için sonun başlangıcına vesile olacaktır.

Ne dersiniz? 732 ve 1789 tarihleri tersine tekerrür eder ve sonuçlarını dikkate alırsak Fransa'nın bu hâlleri şer gibi görünen hayırlara gebe olacaksa o kadar da kötü bir çıkış değil bence.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.