Hava Durumu

Kanal İstanbul ve Montrö

Yazının Giriş Tarihi: 22.04.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.04.2021 06:30

Evet!

Dev projenin başlama geldi çattı tarihi. Kısmetse bu yaz kanalın üzerinden geçecek köprülerin yapımına başlanacak.

Hadi hayırlısı.

Ancak !!!

Bu projeye "hayırlı olmasın" perspektifinde bakanlarla bir de  "hayırlı olmayacak" düzleminde değerlendirenler var.

Hayırlı olmasın diyen cenahı anlıyorum. Onlar 'Büyük Türkiye' idealiyle olan kavgalarının gereğini yapıyorlar!

Peki ya diğer kanat? Yani hayırlı olmayacağını düşünen grup? İşte benim anlamakta zorlandığım bu zümre.

Hadi bu projenin eksileri ve artıları üzerine analiz yapalım...

Bizim öz yurdumuzun bir parçası olan Boğazlar Sözleşmesi Lozan'la birlikte 1923'de imzalandı. O yılların koşulları gereği imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'ni geçersiz kılan Montrö Antlaşması ile Türkiye daha yetkin ve etkin hale geldi.

 Ama!

Türkiye bu antlaşmayla boğazlara tam hakim değildir. Örneğin hiçbir ücret almadan ticari gemilere geçiş serbestiyeti tanımak zorunda kalmıştır. Burada onları sıralamayarak bütüncül bir bakış açısıyla sonuç odaklı bir değerlendirmede bulunacağım.

Kanal İstanbul'dan sonra oluşacak alternatif yola yönlendirilecek Karadeniz trafiği, İstanbul için daha güvenli bir ortam, ülke içinse sürekli bir gelir kapısı olacak.

 Ancak!

Bence en önemli stratejik boyutu ise Montrö'nün yeniden güncellenmesi veya Türkiye'nin bu antlaşmadan çekilmesi konusunda elimizi güçlendirecektir.

Montrö bu haliyle bizim öz malımızı nasıl ve hangi yöntemle kullanacağımızı dikta ediyor. Montrö bizim değil bu antlaşmanın başat diğer bileşenlerinin çıkarlarını koruyor. Montrö imzalandığı konjonktürde ülkemiz için bir kazanımdı.

Ancak!

Türkiye artık o yılların Türkiye'si değil.

Düşünün!

Biz Türkiye olarak dünyadaki hangi su yollarının işletimi veya statüsünde ciddi söz sahibi veya bileşeniz?

Kanal stratejik olarak hem elimizi güçlendirecek, hem de bize gelir sağlayacak. İnşaat süresi ve sonrasında oluşacak işletim ve cazibe merkezli hizmet ekonomisi de yadsınamaz çapta olacak.

Şimdi!

Herkes aklıyla, kalbiyle ve vicdanıyla şu soruya cevap versin:

Boğazlardan geçişin nasıl olacağını Türkiye'ye dayatan bir sözleşme olan Montrö mü ülkemiz için daha onurlu?

Yoksa;

Boğazlar, ülkemizin bir parçasıdır. Hangi şartlarda ne şekilde kullanılacağı Yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tasarrufundadır. Böyle bir manifesto mu veya imzalanacak  böyle içerikli bir antlaşma mı daha omurgalı olur?

 Yani!

Burası benim yurdumsa hangi geminin geçip geçemeyeceğine, hangi geminin aranıp aranmayacağına, hangi deniz taşıtından ne kadar geçiş ücreti alınıp alınmayacağına ve boğazları ne zaman trafiğe açıp kapatacağıma Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yalnız ben karar veririm. Nokta.

 Hangisi daha onurlu?

 Bir de buradan bakın...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.