Hava Durumu

Devlet adamı olmak

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2020 06:30

Ermenilerin zalimane işgalinin üzerinden geçen yirmi sekiz yıl sonra özgürlüğüne kavuşmanın arifesinde olan Dağlık Karabağ ve bu sonucu sağlayan askeri  zafer başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere tüm Türk dünyası ve İslam beldelerini sevince boğduğunun kanaatindeyim. Birkaç batı kuklası Müslüman halk sözde yöneticisi bu kutlu süreçte negatif olarak istisna tabi ki.

Türkiye'nin yoğun soyut ve somut desteğiyle Ermenistan'a yenilgiyi kabul ettirerek elde edilen bu kutlu zafer tabi ki medyada ve toplantılarda devlet idarecileri tarafından haklı olarak övgüyle sahiplenilmeye başlandı. Bunların en önemlileri ve dikkat edilecek olanlar  Türkiye ve  Azerbaycan devletlerinin devlet başkanlarının menfi olgu sonucu vuku bulan müspet olay karşısındaki ilk tepkilerdi.

Sayın Erdoğan zaferi mübalağasız bir şekilde kendinden emin, zaten olması gereken bir şeyin pozitif sonuçlu haliymiş gibi, ağır, ciddi ve Ermenistan'ı hiç hesaba katmayan büyük devletin lideri edasıyla değerlendirirken üzücü ama gerçek olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev açısından durum böyle değildi.

Devlet olmanın ve onu yönetmenin yazılı olmayan kuralları vardır. Tıpkı yazılı olmayan ama hukuk kuralı sayılacak örf, adet ve toplum normları gibi.

Kazanılan bu kutlu zafer sonunda kameralar karşısına geçen Aliyev'in "ne oldu Paşinyan, sıçan gibi kaçıyorsun, elindeki antlaşma metnini sallayıp ağlayarak imzalayacaksın" söylevlerini ciddiyetsiz olarak, gülerek dillendirmesini yadırgadım. Türk kültürel birikiminde ve büyük devlet refleksinde bu tepkinin bu şekilde ortaya konmasının yeri yoktur.

Olması gereken.

Bu savaşta Azerbaycan'ın haklılığı, topraklarının işgalden kurtarılması için sahip olduğu kararlılığı, Ermenistan'a savaş olmadan topraklarının iadesi için verilen şans ve savaşın son çare olarak yapıldığıyla birlikte  Türk dünyasına yapılacak vurguyla konuşma toparlanmalıydı. Ayrıca bu konular ciddi ve kendinden emin bir devlet başkanı duruşuyla dile getirilmeliydi.

Görünen o ki biz abilik yaptığımız, coğrafyalarının ve devlet yapılarının olumlu olarak yeniden inşa edilmesinde başta rol oynadığımız, öz kimliklerini kazanmalarında adeta matbaa görevi üstlendiğimiz Türkistan sahasından Afrika'ya, Balkanlar'dan Doğu ve Orta Avrupa'ya kadar birçok ülkeye devlet ve devlet adamı nasıl olunur konusunda mihmandarlık yapmamız gerekecek.

DEVLET SADECE İNSAN VE COĞRAFYANIN BİRLEŞİMİNDEN  İBARET DEĞİLDİR. DEVLET CANLI BİR ORGANİZMADIR, RUHU DA YÖNETİCİLERİNİN CESAMET, BASİRET VE FERASETİNDE  GİZLİDİR.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.