Bursa için

İnsan, pardon düşünen insan, hatta hatta insan olmaya çalışan insan sürekli iyi, güzel ve erdemli olmaya doğru evrilmenin çabası içindedir. Kendi varlığının daha doğrusu soyut ve somut olarak ontolojik mevcudiyetinin meşruiyetine zemin hazırlarken, kendi sorumlulukları ve ödevleriyle yüzleşir.

Bu perspektifte kendimi sorguladığımda doğaya karşı duyarlılık, yüksek kentlilik bilinci, şehirli yaşamın parametrelerine angaje olmak, yaşamı nezaket, insan ve çevreyi önemseyen değerler üzerine bina ve inşa etmek bana yeterli gelmedi.

Yaşadığım kent Güzel Bursa'nın ayırt edici özelliklerinden olan tarihsel medeniyet süreçleri, tarihi mimari doku, yeşilin her tonunun iç içe geçmiş hali, sanayi ve üretimle birlikte evrensele açılan kapının arka avlusunda Anadolu'nun kadim değerlerine sıkı sıkıya bağlılık gibi makbul birikimlerine katkı yapmaya kendimce kendimi ödevlendirdim.

Bursa'ya bakınca bize miras kalan yaratanın ikramı ve ecdat yadigarı hazinelerden başka yakın geçmişte kente katılan yüksek ülkülü, beşeri sanatsal bir somut faaliyetin yoksunluğunu görürsünüz.

Yerel yönetimin tarihi dokuyu ortaya çıkarma, restorasyon gibi güzel ve olumlu hizmetleri bu durumdan müstesna tabi.

Bir projem var !!!

Kadim Orta Asya toprakları, Anadolu Coğrafyası ve kültürümüzü etkilediği ve etkilendiğimiz İslam medeniyeti sahasında yetişmiş bütün muharrir, mütefekkir, müellif, edip ve bilim adamlarının eserlerini sokak ve caddelerde sürekli sergilemek. Bunların yapacağımız teknolojik ve ekonomik hamlelerden çok daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Milletleri millet yapan teknoloji ve ekonomik varlığı değil kültürel mirası ve sahip olduğu medeniyetin çıtasıdır.

Bu minvalde şöyle yapsak:

Edebi, sanatsal ve bilimsel eseri, uzun yıllar dayanacak sağlam madde veya materyalden yapılmış ağaçlara asılı vaziyette kentin meydanları, ilçe merkezleri, tarihi dokunun yoğun olduğu yerlerde sergileyelim.

Şairleri, bilimsel eserleri ve halk ozanlarımızı ayrı ayrı ağaçların dallarında o ağacın meyvesi gibi tasvir ederek sergileyelim. Ozanlarımız her birinin adına bir saz asılı olsun sazda her bir ozanımızın ismi yazılsın. Türkiyenin her bölgesinden ozanımızın ismi olsun bir ağaçta.

Bir başka ağaçta şairlerimizin birer şiiri bir materyale işlensin o da şairler ağacından asılsın.

Bir başka ağaçta ise büyük bilim insanlarımızın eserleri gene dallardan sarksın.

Ozanlar yalnız kadim Türk coğrafyası ve Anadolu'dan olsun diğer edebi ve bilimsel eserler bahsi geçen sahalardan olsun.

  Faydası ne mi olur ?

  Bir kez kültürel mirasımızın ve ait olduğumuz değerlerin farkında olduğumuzun ilamı olur.

Beslenme, barınma gibi zorunlu ihtiyaçların daha ötesinde önemsediğimiz kıymetlerimiz olduğunun anonsu olur.

  İnsanımızı kütüphanede, rafta, kitaplıkta yer alan eserlerle çok az zaman dilimi dahilinde değil her sokağa çıkışında kıymetli eserlerin varlığıyla yüzleşirmiş oluruz.

  Siyasî olarak radikal olmayan her kesimden kıymetli eser sahibini projenin içine dahil ederek toplumsal barış ve hoş görüye katkı sunmuş oluruz.

  Faydaları saymakla bitmez ama bu son olsun, yaşlısından gencine, çocuğundan kadınına herkesi yükselen değerler paradigmasında makbul bir yöne kanalize etmiş oluruz.

  Bursa'nın cadde ve sokaklarında sahip olduğumuz değerlerle her gün yüzleşerek dolaşmak dileğiyle.