Hava Durumu

Barolar ve baronlar

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2020 07:30

Ülke gündemini, özellikle basın ve siyaseti epeyce meşgul eden 'Çoklu Baro Sistemi' sorunsalının sonlanmasına ramak kaldı. Öyle görülüyor ki sorun giderilse de bu mevcut statükodan sosyo-kültürel ve siyasi olarak beslenen taraflı savunma güruhu ve onların ideolojik zihin ortakları olan siyasiler, mevcut durumun devamının gerekliliğini dillerinden düşürmeyecekler.

Niye düşürsünler ki!

Özellikle kendini sol diye ifade eden muhalefet cenahı ülke meseleleri ve yakın coğrafyamızın bizi ilgilendiren ve aynı zamanda Türkiye'nin çıkarlarına olan konularda ayrıştırıcı ve ülke aleyhine bir açıklama yaptığında, üç büyük şehrin barosu adı geçen muhalefet partisinin düşüncelerini adeta meşrulaştırırcasına hatta bir tık ileriye taşıyarak paralelinde açıklama yapıyor.

Bunu gören çok genç nesil ve artık apolitize olmuş orta yaş üstü nüfus, "demek ki bu muhalefet doğru söylüyor, bakın hukuk insanlarından oluşan avukatlar bile bu adamları doğruluyor" diye düşünüyor. İşte burada muhalefet kendine seçmen devşiriyor ve kitlesini besliyor. Oysa ne genç nesil ne de orta yaş üstü kitlenin çoğu baroların işleyişinden bihaber.

Baro seçimlerinde yönetimi ele geçiren (Geçiren diyorum çünkü; baro yönetimini babalarından meşru kalan miras gibi görüp, kendi gibi düşünmeyen binlerce avukatın sesini dillendirmeden, sadece kendi zihniyetlerine göre açıklama yapıyorlar. Yani yönetim adeta sıfır!) grup sanki bütün avukatların ortak kararıymış gibi, ülke çıkarlarının aksine, milli ve manevi değerlerimize hakaret edercesine söylevlerde bulunuyorlar. Bundan rahatsız olan avukatların "Bunlar benim temsilcim değil! Ben bunlar gibi düşünmüyorum! Bunlarla bir birlik içinde olmak istemiyorum!"  demeleri ve başka baro taleplerinin neresi gayri ahlaki ve gayri demokratik?

Farklı düşünen ve farklı dünya görüşlerine sahip insanları hangi meslek odası veya temsilci kuruluşunda bir arada olmaya zorlasanız, bu anti demokratik ve gayri ahlaki bir davranış olur. Yönetimin kendi fikrini keyfe keder savunması ve de binlerce avukatı sessizliğe zorlaması ancak bu sistemden beslenen ve de ahlak yoksunlarının göz yumacağı bir vakadır.

Yukarıda yarım bıraktığımız konunun devamında ise eklemeliyim ki, bu sistem söylevsel ve ideolojik manada kendine paydaş arayan ve bu paydaşlıktan taban genişleterek nemalananların saltanatını kırmak için değişmelidir.

 Baroların yönetiminin ideolojik ortağı ana muhalefet partisinin cephe kaybedeceğinden çırpınış, feryat ve figanını anlıyorum da kendini ülkücü kökenli diye öne süren küçük muhalefet partisi her fırsatta terör örgütlerinin sözcülüğünü yapan milli ve dini değerlere hakarete varan sözler söyleyen baro yönetimi olan baronların bu süreçte değirmenlerine neden şu taşıyor anlamış değilim.

Yoksa onlar da adı geçen baroların baronları gibi yukarıda saydığımız milli ve manevi değerlerimizden yoksunmular? Baronlar gibi mi düşünüyorlar ?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.