Kaybolan anahtar

Ağırlaşan yaşam koşulları anne ve babaların sorumluluklarının giderek artmasına sebep oluyor. Anne ve babanın zihinsel ve bedensel yorgunluğunun artması ve aile içi yeterli ve etkin zaman geçirememek suçluluk duygusu ve bıkkınlık ile karışıyor. Aile içi iletişim sorunları ortaya çıkıyor. Şikayet alışkanlığı ağır bastıkça da çözüm yerine sorun görmek hayatımızı daha da zorlaştırıp iletişim kalitemizi sınırlandırıyor.

"Kapkara bir gecede, zifiri karanlık bir odada,simsiyah bir kediyi bulmak imkansızdır.Hele de odada kedi yoksa." derken filozof içimizdeki gerçek sıkıntıların ,hayatın verdiği yorgunluğun ya da ürettiğimiz kaygıların aile içinde yanlış  kişilere ve konulara yansımasını anlatır bize.Gün içinde iş yoğunluğundan ya da herhangi bir problemden dolayı sıkıntılı olan annenin çocuğun yatağın üzerinde zıplamasına tahammül edememesi aslında tamamen neden gergin olduğumuzu unutup ya da o an irdelemeyip hareket etmemiz ile örtüşür.Kendi içimizdeki sıkıntıyla baş edemeyip her zamanki gibi hareketli olan çocuğumuz o gün bize aşırı hareketli gelebilir.Ya da o gün eşlerimiz bizim seçici algımızdan kaynaklı olarak  o gün çok duyarsız , çok anlayışsız,bize çok uzak gelebilir.

Nasrettin Hoca'nın Kaybolan Anahtarı

Nasrettin Hoca bir akşam elektrik direğinin altında dolanıp duruyormuş. Onu gören komşusu sormuş.

"Hocam, bir şey mi kayboldu, yardımcı olayım?"

Hoca da "Anahtarımı düşürdüm, onu arıyorum." demiş.

"Ne tarafa düşürdün ben de oraya bakayım." demiş komşu.

Hoca, "Burada düşürmedim, diğer direğin dibinde düşürdüm." demiş.

Komşu, "Niye orada aramıyoruz o zaman?" demiş.

Hoca, "Orası karanlık, onun için bu direğin altında arıyorum." demiş.

Günlük ya da yaşadığımız geçmiş sıkıntılarımızdan kaynaklı içsel huzursuzluğumuzu aile içinde farklı kişilere ya da olaylara yansıtmamak adına kendimizle istişare yapıp huzursuzluğumuzun kaynağını bulmalıyız. Şikayet yerine çözüm arayışında olarak hafifleyebiliriz. Ailemizin biricik olduğunu ve iletişimimizin oranında ilişkilerimizin güçlü olacağını unutmayalım.