Boğazına kadar zevke boğulmuşlar, ilim, ahlak, fazilet bilir; hayvani hislerini sınırsızca yaşamak isteyenler insan olma onurunu taşıya bilir mi?
Fıtratı zorlamak, isyan hislere kalkışmak; modern zamanlarda adı "hürriyet" oldu! Cahiliyenin aydınlık; aydınlığın cahiliye adlandırılarak gerçekliğin ters yüz edilmesi, hakikatin örtülmesi; bundan önceki devirlerde bu denli olmasa gerek!
Küresel kötülerin estirdiği ahlaksızlık rüzgarı kapıları, kalpleri zorluyor; kendi köklerinde derinleşmeyen, medeniyet aidatında bilinçlenmeyenlerin savrulduğunu görüyoruz bu ülkede. Acı ki ne acı!
Kavramlar değiştirilerek, ahlaksızlık estetize edilerek zihinler karıştırılıyor, kalpler ifsat ediliyor, akıllar çeliniyor; zevk esareti hürriyet diye takdim ediliyor, bilgi obezliği hakikat diye sunuluyor!
Modern ayartının bir adı da "demokrasi"; bu adla ülkeler işgal ediyor, ihtilaller destekleniyor, ahlaki değerler ters yüz ediliyor, dini kavramların içi boşaltılmak isteniyor. Başarılı olamadılar demek güç!
Onlar kendilerine demokrat; kendinden başkası tufan! Ne var ki kuzu kurda aşık olmuş bir kere; aklı dikkate alır, vicdanı dinler, gökler ötesine kulak verir mi?
Dünya dar boğazdan geçiyor; ahlaksızlık tufanı boğazımıza dayandı, içimize yerleşmek istiyor! Bunun ortası olmaz; siyaset üstü varlık meselemiz ötelenir bir mesele de değil.
İlimle teçhiz edilmiş, ahlakla bezenmiş sağlam nesiller yetiştirmek önce kendimizi yetiştirmemize bağlı; yarın geç kalmadan bu ateşin sönmesi bugünkü gayretimizle olacak!
Sağlam kaleler, muhkem kalpler, diri zihinler, güçlü ailerle karşı koyar ve dayanabiliriz; küresel ahlaksızlığa, cahiliye karanlığına, zevk esaretine! O bilinçle insan olma onurunu kurtarabilir, fıtrat üzere yaşama faziletine erişebiliriz.
Bunun için fıtrata kulak vermek ve dinlemek yeterli; karıncanın adım atışı, kehkeşanların çağlayışı, atomun hareketi; "Bir" şeyi söylüyor ve "O" bir bilinmeden hiç bir şey bilinmiyor vesselam.