Hak diyoruz, doğruluk diyoruz, yalan söylememek diyoruz ama eğrilikten bir türlü kurtulamıyor, yalana yeltenmekten kaçamıyor, hak yemekten uzak duramıyor, çelişkiler içinde yuvarlanıp duruyoruz.
Konuşmaya gelince hani derler ya; “mangalda kül bırakmıyor” uygulamaya gelince yalpalamaya başlıyor, yan çiziyor, tevile yöneliyoruz; şundan oldu bundan oldu, şunu dedim bunu demedim kabilinden uzayıp giden lakırdılar…
Bilhassa ticaret yapanlar bunu yakinen görüyor; çek senet tahsilinde yaşanan sıkıntılar, mal tesliminde sözün tutulmaması, çekli çaklı sözlerle savuşturmalar…
İki yakamız niye bir araya gelmiyor?
Tam kazandık derken kaybediyor, eriştik derken uzaklaşıyor, başardık derken başarısızlığa duçar oluyoruz?
Sorun dışarıda ve uzakta mı içte ve derinde mi? Elbette ikisinin de etkisi var gerçekte sorun içte ve derinde; yetiştirdiğimiz insan modeli, ailelerin etkisi nihayetinde kişinin tercihi…
Hırsın artışı ihtiyaçların çoğalması, zevk ve kibir yarışına girilmesi, fazla açılma ve büyüme, dünyaya hâkim tüketim sisteminin israfı körüklenmesi…
Az olsun helal olsun, temiz olsun, hayırlı olsun düşüncesi nasıl yer edecek de hayata yansıyacak; çarşıya, ticaret hayatına, sosyal yaşantıya yerleşecek?
Zor günlerden geçiyoruz; doğruluğa erişmeden, yalan söylemekten kurtulmadan kurtuluş olmayacak, olursa bu kadar olacak!
Zengin ve kalkınmış ülke insanların davranışları incelenmiş aşağıdaki prensipler olduğu görülmüş;
Önce kendimiz böyle miyiz sonrasında toplumun ne kadarı bu prensiplere uyuyor? İlerleme kaydettiğimiz vakıa yeterli olmadığı da bir vakıa…
İnsana yatırım yatırımların en büyüğü, keza kişinin ilim ve ahlakla bezenmesi de aynı şekilde; diğerleri zaten gelir hem de fazlasıyla…
Önce harcamak ve zevk olursa mum yatsıya kadar yanar; gece soğuk ve karanlık! Kredi kartları nice aileleri karanlıkta bıraktı! Birbirimize güven olsaydı borç alıp zamanında verseydik, kanaat ve iktisadı hayat prensibi yapsaydık böyle mi olurdu?
Yunus dergâha hiç yamuk odun getirmemiş, Yunus yüzyıllardan beri yaşıyor… Yol belli; doğru olan yalan söylemeyen, gıybet etmeyen, mal alırken ve satarken kolaylık gösteren güzel ahlaklı insanlara ne mutlu, onlar zaten mutlu vesselam.