Sürpriz heyecan

Güzel arayışı, hakikat iştiyakı, hikmet heyecanı; ömrün hayat damarları. Küçük zevkler, değersiz kazanımlar,  anlamsız biriktirmeler; hayatı soluklaştırıyor, ömrü solduruyor. 
 Değersiz dediğimiz, zevksiz dediğimiz şeylere öyle bir anlam yüklemesi yapılıyor ki sanki hayat o; bunu içeceksin, böyle giyineceksin, böyle düşünecek, böyle davranacaksın!
Hayatın tadı imiş! Hayat ne ki tadı o olsun. 
Normal ihtiyaçlar o denli büyütülmüş ki sanki ömür onu kazanmak için verilmiş! Acıması yok kapitalizm kurbansız yapamıyor; kurbanı, bayramı bile kendine alet etmekten de duramıyor.
Geleneksel bayram kredisi imiş! Biraz düşünülse, biraz irdelenirse; doğu ile batının bir arada olmayacağı kadar bir zıtlık bu.
Onların güzeli daha çok, daha çok kazanmak! Açıklanan rakamlar bu yılın ilk altı ayında en çok onların kazandığını gösteriyor.
Düşünmek zor, üretim zor, sıkıntıya sabır zor. Ver reklam gazını topla parsayı!
Hakikatmiş, hikmetmiş, arayışmış ne anlamı var bütün bunların. Bir hafta tatil yap; 12 ay öde! 
Dijital ayartı ile kederlere de ayar çekilir! Burcunu oku; navigasyonla yola devam. Yolda çok gaz istasyonları var!
Hayatın mihveri ne üzerine döner? Zaman nehri nerede başlar ve nereye dökülür? Mekân ne üzere durur? İnsan olmak ne büyük bir yüktür bu deni dünyada?
Selfide görünmek ve görüntülemek varken ne bu sorular? Ellerden düşmeyen tellerle sanki uzaktan kumanda ediliyoruz; uyurgezerler gündüz geziyor yollarda caddelerde, otobüslerde... Tüketime ayarlanmış tükenen ömürler zinciri uzayıp gidiyor.
Kim görüyor, kim düşünüyor? Sıcakta kitap okunur, nemde düşünce devşirilir mi? Hem de hazır hazlar kapıyı zorluyorken! Kim direnir, kim direnebilir buna?
Ne kadar uğraşılsa da insan cevheri yok edilemez, bir bakmışsınız birden fırlayıvermiş. Sürpriz bu ya! Hayatı heyecanlı kılan da bu sürprizler değil mi?
Dünyanın kapısı böyle bir sürpriz bekliyor! Hakikat bu ya; birden güzellikler beliverir.
Basiret gözünü takanlar bugün de bundan başka bir şey görmüyor. Kral çıplak diyecek bir göz ve gözlük lazım. Dünyaya çıplak gelen, ne kadar örtünüp de gidiyor?