Seçimin perçinlediği

Seçime katılım oranına, hızlı sayımına ve güvenirliğini diyecek var mı? Hiçbir Ortadoğu ülkesinde bu olmadığı gibi batılılar bile bir şey diyemiyor; artı hanemize yazılan büyük bir gelişme. İstisnai çatlak iddialar büyük sonucu değiştirmez; Türkiye ilerliyor.

İlerleyeceği çok yollar olduğu da bir gerçeklik. Siyaset evet bir yere kadar, ekonomi evet bir yere kadar; siyasetin ve ekonominin çözemeyeceği çok problemlerimiz var.

Bizi bir arada tutan, tutacak olan değerler manzumesi eriyişe geçmişse, geçiyorsa; ekonomi zayıf kalır, siyaset güç yetiremez bu erimenin yol açtığı zararı telafi etmeğe.

Basit döngü ile avunur, kısır kazanımla seviniriz; kültürde, sanatta, ilimde büyük atılımlar yapmaz ve kazanmazsak!

İnsan sadece biyolojik bir varlık değil ki birkaç küçük ihtiyacı karşılanmakla mutlu olsun, huzurlu olsun; kalp ne ile tatmin olacak, ruh nasıl doyacak, akıl ne ile beslenecek?

Yaşadığımız coğrafyanın mirası, medeniyet birikimimiz, imparatorluk varisliğimiz buna eklendiğinde nasıl derin bir eğitim, kültür programları olmalı; yüz seçim ve bir o kadar da ekonomik güç isteyen bir sorumluluk!

Fuat Sezgin gibi bir değeri bu ülke anlayamadı ve değerlendiremedi ya! Artık siz düşünün!

İdeolojik saplantı ile daha nice böyle değer heder edildi. Ağlama duvarımız yok ki oturup ağlayalım, ondan önce ağlamayı unuttuk!

Dış güçler, komplolar evet; bu sorumluluktan düşürmez, meseleyi çözmez; kendimizin çözmeyeceği problemi başka kimse çözmez. Düşmandan dostluk beklemek kadar büyük düşüş var mıdır?

Ekonomiyi lüks tüketime değil de kültüre, eğitime yönlendirmek, kendi köklerine yeniden inmek, geleceğin ufkunda derin izler bırakmak, bugünü dünle beraber anlamak yarına taşımak; bunun için kaç Fuat Sezgin, kaç Cemil Meriç, kaç Mehmet Akif, kaç Yahya Kemal vb. gerek bilinmez.

24 Haziran seçimleri ile cumhuriyet yeni bir evreye girdi, umudumuz asıl problemlerin dert edinilip çözüm için daha ciddi gayretlerin sarf edileceği ve sonuca gidildiği bir evre olur.

Ekonomisiz, siyasetsiz olmaz; gerek şarttır fakat yeter şart değildir. Yoksa böyle dünya kupasını seyreder gibi dünyanın akışını, tarihin yapılışını, yarının inşasını seyreder, varlık sorunu ile nefes alıp dururuz.

Hem ekonomi çok da iyi de değil, siyasetimizin seviyesini seçim meydanlarında liderlerin birbirlerini meydan okuyuşlarıyla gördük!

Yine de iyiye giden yönlerimiz var; milletimizin sağduyusu, vicdani terazisi, irfan geleneği devam ediyor; son seçimlerde bu bir daha perçinlendi. Ağaç derinliği canlı, gün olacak meyveli ağaca dönüşecek; geçtiğimiz badireler böyle bir basiret varlığımızı gösteriyor vesselam.