Buruk bayram denir ya öyle bayram yaşıyoruz, yaşadık; cemaatsiz cami nasıl olursa öyle bir hüzün hal içindeyiz. Bir yıl öncesi böyle bir senaryo yazılsa kim inanırdı? Komplocu der geçip giderdik!
Gayb böyle bir şey olmalı; 1 yıl sonra olacakları kim bilebilir? Tahmin yorum, gelecek öngörüsü, perşembenin gelişi çarşambadan belli olur hesabı söylemler bir yere kadar; insan ve dünya bilinmezliklere akıyor!
Kedere düşünce kader deriz; aciz insana düşen tevekkülden başka nedir? İsyan tuğyan insanı daha da küçültür, daha da aciz kılar; güç budalılığı sersemleştirir kazdığı çukuru kendisine düşürtür!
Yeryüzü bunun şahitlikleriyle dolu; kim görür, kim okur, kim idrak eder? O idrakle yol yön çizer?
Aklını kalbi ile birlikte kullanan, daima vicdanını dinleyen!
Bir yerlere gidemiyoruz 2 aydan beri; zihnen dünyayı geçmiş ve geleceği ile gezebilir, hikmet devşirebiliriz pekâlâ. Tatil hesapları yapanlar bu yıl yanıldı; bu şekilde tatil düşüncesi olmayanlar hep yanılıyordu zaten!
Geldik bir kere iyisi mi eğlenelim gelip geçsin düşüncesi; insanı insaniyette tatil ettiren bir düşünce. O çürük yaşantı dünyayı hasta etti, insanı fitnelere duçar eyledi, yalancı sahtekârları dünyanın başına musallat etti.
Dünya devletleri terör estiriyor; içinden geçtiğimiz koridor, yakın coğrafya bunun canlı şahidi; dünyaya barış gelir, insanlık bayrama kavuşur mu?
Zor umut!
Düşmanları görüyor, duyuyoruz onlar malum; ya ahmaklara ne demeli? Can yakıcı acı bu; yerlisi daha yakıcı.
Ne sözden anlarlar ne de sükûttan; Zor umut bu.
Kederin üstünde, kaderin üstünde bir kader vardır; Hakka bağlananlar neticede hep galip gelmişler; büyük umut bu, büyük bayram da!
Ar damarı çatlamış dünyada yaşamak o büyük umuda tutunmakla mümkün.
O Hakka bağlılık; bir bakmışsınız kör düğümler çözülmüş, fitne fırtınalar dinmiş, dev dalgalar durulmuş; bahar gelmiş çiçek çiçek, gül gül, bülbül bülbül...
Fırtına sonrası sessizlik ne zaman? O gayb işte! Bize düşen iradeyi doğru ve güzel kullanmak, gerisi; sahibi bilir.