Neye evet, neye hayır?

Biter mi evet, hayır? Geldik ya dünyaya akar durur, evetler hayırlar. Umudun katarına biniver; bitmek bilmez tercihler kantarası...

   İlkin ağlamakla bildirilir evet hayır tercihi, sonra yarı yuvarlanır kelimeler, büyüdükçe keskinleşir evetler hayırlar, sonra munisleşmeye başlar; başlar öne eğiliyordur! Zaman ihtiyarlamamış ihtiyatı öğretmiştir!

  Tek yöne bakmıyor, tek pencereden görmüyor, tek bakışla yorumlamıyordur; bakış açısı genişlemiş, görüş alanı açılmış, düşünce ufku yükselmiştir. Bunca yaşanmışlığın, tecrübenin, okumuşluğun, gözlemin bir anlamı olmalıdır; neye evetse şuurlu evet, neye hayırsa şuurlu hayır!

   Hayır umududur bütün bunlar; zamanın hayrı, mekanın hayrı, ilmin hayrı, malın hayrı, makamın hayrı, evladın hayır, dostun hayrı, kısacası hayatın hayrı. Bu hayıra erişilmişse, evet; ömrün bereketine erişilmiştir.

   Gece mi hayırdır, gündüz mü evet? Bir evet var geceyi gündüz yapar, bir evet vardır gündüzü gece yapar! Malın, makamın neresi evet, neresi hayırdır; siyah ve beyaz, ışık ve karanlık bazen yer değiştirdiği olur. Kısa gün yorumu aldatabilir; hadiselerin evveli ve ahiri vardır, zamana tek çizgi görenlerin tevilleri neticesi hayır çıkmayabilir, hikmet içermeyebilir.

   Kaybedenler ve kazananlar; evet ve hayır keskinliğinde kaybetmiş de olabilir, kazanmış da! Nikâh masasında evet veya hayırın ortası yoktur; o masadan her kalkan mutlu olacak eveti de yoktur, hayırı da; sonrası umuttur; o umut kâh olur evete kayar, kâh olur hayıra kayar!  

   Hayatın hayrını, hakikatini aramaya evet; her arayan da o hayırlı evete erişemiyor. Hayır olsun umudu hep dilimizdedir; dilimizden elimize, dizimize indirsek hayrı; belki de daha çabuk gelecektir!

   Her sandık hayra, adalete, refaha, huzura umuttur; doğan her gün de öyle değil midir? Bir günü sağlık ve emniyet içerinde geçirmek; bir sandık dolusu hazine değerindedir. O bir gün için zenginler neler vermezler?

   Evetin neresinden, hayırın neresinde bakıldığı önemlidir bu durmadan dönen dünyada. Uzayın boşluğunda küçücük bir yer kaplayan koskoca güneş sistemi, Samanyolu Galaksisinin merkezini milyonlarca ışık yılda dönmesiyle; gerçekte neyin merkezini hatırlatmaktadır?

   İnsan aklı bunları düşünmeye evet der, beşer aklı hayır der. Evet, biz nereliyiz; gök ehli mi, yer ehli mi? Kim keskin evet veya hayır diyebilir?