Menderes,  Mursi ve Sezai

Sisi'nin Mısır'ında Mursi öldü. Aynı ırktan aynı dilden aynı dinden olmalarına rağmen göstermelik mahkemenin salonunda öldü, umudumuz şehit oldu.

Mısır mekânı yeni firavun Musa mücadelesine sahne oldu; ibret alan olmadığından tekerrür edip duruyor tarih... Sadece Mısır'da olan değil bu; dünya bugün geniş bir Mısır, Mısır küçük bir dünya.

Zaman gergefi mekâna işleyip duruyor bu gerçekliği. Gözü açık seyahat eden görüyor yalın görüntüyü; kör olana gözüne soksan nafile.

Bizde de bir başkan asılmasına şahitlik etti bu topraklar; güya mahkeme oldu, işkence edilen başbakan görüntüleri hafızalarda taptaze.

İhtilal sisi bütün bütün gitti denemez; 15 Temmuz'un korları sönmedi henüz, şimdilerde ise sular birbirine karıştı!

"Arap Baharı" kontrollü bir gaz alma hali imiş, şimdi anlıyoruz. Değişen figüranlar, küreselleşmiş firavuniyet sihriyle yeryüzünü esir almış, iyilere fırsat yok!

Suriye serencamı gözümüz önünde cereyan ediyor. Körfez ve Akdeniz savaş gemileri ile dolu, balık tutmaya gelmediler ya bunlar!

80 milyonluk küçük Anadolu; "dünya beşten büyük diyor" bunu dedirten bin yıllık gelenek ve genlerin o gelenekle dolması.

Gelenekten öte bizi var kılan ve yaşatan öz bu.

Bazen sislerin kaplaması varlık dağını sadece örter, bir rüzgârlık canı var sisin.

İhtilal ile gelen ihtilal ile veya benzer bir şekilde gider; "eden bulur" diye net bir söz var, "her gelecek yakındır" diye bir Arap atasözü de.

Makam sarhoşu, zevk sarhoşu, mal sarhoşu, şöhret sarhoşu nasihatten anlar mı?

Suları yutmaya başlayan Firavun inandım demişti, artık geçti! Aklı varken düşünmemiş, kalbi varken hissetmemişti; perdeler açıldıktan sonra inanmayan kalmıyor.

Biz bu dünyaya neye geldik, nereye gideceğiz? Çokbilmiş zamane ilim adamları bu soruyu cevap bulamadı, tesadüfe havale etti, dünyaya boşluğa attı, insanlığa ateşe!

Oyuncaklarla avutuyor, baloncuklarla ayartıyorken; bir yandan da zulüm korlarını alevlendiriyor; Mısır, Suriye, Ortadoğu daha sayalım mı?

Zalimin milleti olmaz onlar tek millettir, mazlumun da öyle onlar da tek millettir; tekerrür eden tarihte bu değişmedi.

Bu bağlamda Menderes ve Mursi aynı milletten.

Sezai Karakoç sanki mazlum milletler adına konuşmuş;

"Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak.

Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar."