Koridor

Birlik Vakfı Bursa Şubesinin bu haftaki sohbetinde Şair ve Yazar Şaban Abak konuştu. Şairliğinden mi akıcı konuşması mı, yoksa hitabetinin şiirselliğinden mi bir buçuk saat sonra anladık konuşmanın bittiğini.

Dinlediğimize değdi "Yüzyıllık Savaş ve İslam'ın 21. Yüzyılda Dirilişi" seminerini. Düşünce dağarcığıma düşünleri ve bende uyandırdığı düşünceleri özetle sunmak isterim.

Osmanlı yıkıldı, gerçek olan bu. Yazın bitişi, kışın başlangıcı gibi bir gerçek, insanların ölümü gibi bir gerçek. Tohum toprağa düşer, fidan olur, ağaç olur, meyve verir, meyvenin çekirdeği olur. Ağaç ölse de meyvenin çekirdeği yeni bir ağaç barındırır içinde.

Osmanlı Medeniyeti ya da İslam Medeniyetinin Osmanlı yorumu 23'de toprağa düştü, yok olmadı yeni meyve ile varlık yolunu devam ettirdi. 1900'dan 25 en karanlık dönem, 25'den 50'ye hafif kıpraşma, 50'den 75' çekirdeğin çatlama, 75'den 2000' fidana erme, 2000'den sonrası fidan olmada ilerleme, ağaca dönüşme dönemi denebilir.

Tam bağımsız ülke olmak ve BM'de sandalye sahibi olmak için en az 350 bin nüfus olması gerekiyor. Bu ittifakla da olabilir. Suriye ve Mısır ile bütünleşme cabamız böylesi büyüme içindi; Arapların ve Türklerin birleşmesi, bir blok oluşturması ve BM'de 6. Bir sandalyeye sahip olmak. Şimdi Suriye nasıl, Mısır nasıl? Bizi nelerle uğraştırıyorlar, 15 Temmuzu yaşadık, terörün içinden geçiyoruz, ekonomimizle oynanıyor, bütünlüğümüz bozulmak isteniyor. Nasıl bir hainlik ve sinsilik silsilesi içinde olduklarını bilmiyorsak da büyük fotoğraf belli sanki.

Doğu Akdeniz'den Hazar Denizine koridor açmak; enerji kaynaklarını ele geçirmek, Ortadoğu ve Kafkaslara ölümcül bir darbe indirmek. Bunun için İsrail, Kürtler ve Ermineler, küçük etnik gruplar, mezhepler, şunlar bunlar kullanılıyor. Karışıklık çıksın da nasıl olursa olsun, bölge insanı birbirine vursun ve zayıflasın isteniyor. Sonrasında o yolda yürümek ve işgal etmek kolay.

15 Temmuz başarılı olsaydı teröristler ihtilal yaptı, NATO ülkesi Türkiye'ye yardım adıyla diye işgale uğramaz mıydık?

Şu an için içinden geçtiğimiz süreç Ortadoğu'daki Kürtlerin Arapları vurması, Abak'ın ifadesiyle Kürtler ihanet etmedi. Bizde de Doğu insanı teröristlere destek vermediğini gösterdi, gösteriyor. Bir kısmının yardımcı olduğunu söylemeliyiz, çoğunluk itibariyle değil.

Bu koridoru açmak için AB, ABD doğrudan bölgeyi işgal ederek üçüncü dünya savaşını bile göze almış durumda. Türkiye'nin varlık çabası bu savaşı önlemek.

AB, ABD ile komşu olmak istemeyen Rusya Türkiye ile yakınlık kurdu, Arapların bir kısmı bize yaklaştı. İttifak genişler, güçlenirse durum değişir, ava giden avlanabilir.

Onların böyle bir hesabı var da kaderin, kader üstü kaderin bir hesabı yok mu? Aklı gözüne inmiş maneviyatta körler göremez bu büyük hesabı; İslam'ın kalplerde yeniden yeşerdiğini radarları, uyduları göremez.

Belki de korktukları İslam kendi içlerindeyeşerir de güneş batıdan doğar. Kim bilir?

Müslüman ümitsiz olmaz, en karanlık günlerin bir gün aydınlığa akacağını, ceninin insana dönüşeceğini, kıştan sonra baharın geleceğini, tohumun meyveli ağaç olacağına inanır, inanmakla kalmaz o inançla gayret eder, gayretinde de samimi olur.