Yaşı doksanı bulmuş adam abdest sonrası yanındaki biriyle konuşmaya başladı; “Yokluğu da gördüm varlığa da, bugünler çok güzel günler. Otobüs bedava doktor bedava. Gerekirse Beşaş’tan aldığım ekmeği katık eder yerim. Daha ne isteyeyim”
Gönlü tok kanaatkâr insan şükür üzere sürdürdü konuşmasını. Uzak olmayan mesafede İskender kebap kuyruğu ise başka bir dünya manzarası idi öyle ki açlık edebiyatı yapanlar görmek istemezler bu manzarayı; 90’lık çınara hiç tahammülleri yoktur!
Geneli temsil etmez kebap kuyruğu ama son yıllarda artan obezliğe ne diyeceğiz; bunlar açlıktan mı şişmanlıyor? Fotoğrafı kes yağıştır mantığı ile keskin ve yandaş mı bakacağız yoksa bütün çekip objektif mi göreceğiz?
Ondan önceki gördüğüm iki manzara ürkütücü ve korkutucu idi; iki genç kızın kıyafeti bu kadar mı dedirtti, bakışları yere indirmekten başka yapacak bir şey yoktu. Geçen yıl bu kadar değildi bu kıyafetler ondan önceki yıl da ondan önceki yılda yoktu; seneye ve gelecek sene ne olur bilinmez.
Bu bir başka açlık; gönüller aç, zihinler aç. Bu halin dışa yansımasından başka bir şey değil görünen. Kişi neden dikkat çekmek diler, bakışların üzerinde olmasını ister, ilgi bekler? Sevgi ile beslense hikmetle büyütülse idi böyle mi olurdu?
Ahlaki erozyon nereye varacak, fiyatların yükselişine gösterilen tepki kadar buna tepki veriliyor mu? Mideye verilen önem neden akla ve kalbe verilmez; biz hangi medeniyetin çocuklarıyız?
Düşünen için Osmanlı neden çöktü, Cumhuriyet nasıl kuruldu, hangi evrelerden geçti, nereye geldi ve bu gidiş nereye?
Muhabbet ve hikmet ve de adalet temelleri sağlam olmazsa; toplum, ülke nasıl ayakta durur? Siyaset üstü zor sorunları çözmek; birilerine havale etmekle değil her bireyin kendine düşen görevleri yapmasıyla mümkün olur.
Nedir o görevler; düşünme şuuru ve gayret şevki olan bilir onları ve yerine getirir.
İkindide çay sohbetinde hikmetli birini dinlemekle bitti günün, haftanın serencamı. Evet, olukların biri temiz, biri kirli akıyor; ümit edecek kadar korku duyulacak şeyler de var.
Elhamdülillah ekmek var, su var, ezan okunuyor, bayrak dalgalanıyor. Aramızda 90 lık çınar şahsiyetler olduğu gibi rüzgâr önünde kuru yaprak gibi savrulanlar da!
Ümidin ve korkunun ortası hikmet yolu bulmak ve o yolda yürümek; bizi geleceğe taşıyacak kadim medeniyet mirası vesselam.