Dikenin ucu

Yazının Giriş Tarihi: 03.09.2024 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.09.2024 16:37

Gülün güzelliğini gören dikenini görmez, yaklaştıkça fark eder, eline tutunca battığını hatta kanattığını görür, “gül” rengi akışını seyreder. Dikenlerle dolu uzun çubuğun uçundadır gül; oradan güzellik nişanesi etrafa güler, bülbülü celbeder!

Güzelliğe erişmek öyle kolay değildir; emek ister, çaba ister, gayret ister, azim ister, sebat ister, sabır ister, ister de ister...

Kaç elekten geçtikten, kaç köprüyü aştıktan, kaç menzili arşınladıktan sonra görülür gül güzelliği, gül olunur, etrafa gül saçılır... Böyle bir hedef ve gayret varsa ne ala yoksa bu dünya neye yarar; çekilen sıkıntı yutulan keder, içilen acının bir değeri olur mu, yaşadığınla kalınır, odun olunur yakılır!

Gül insan olmak, insan gülü olmak; hayatı yaşamaya değer kılar, ömrün bereketini, hayatın hakikatini gösterir. Kapitale mahkum, zevke esir, görsellik sultasında kafeslenmiş kafalara; gül güzelliğinden bahsetmek, diken gerçekliğini hatırlatmak neye yarar, bir kıymet ifade eder mi?

Ne ki hayat aktığı, ömür sürdüğü sürece “diken-gül” yolculuğu devam edecek; çok azı yolun sonunda “gül” güzelliğine erişecek, kedere gülecek, acıyı es geçecek, ne varlığa sevinecek ne yokluğa üzülecek, zenginlik fakirlik nazarında bir olacak.

Her gün her an karşılaştığımız “diken gül” ikilemi, denklemi; iklim değişikliği, pahalılık, diğer dünya hadiseleri kadar hatta ondan daha önemli ve incelikli bir mevzu; nedense çoğu zaman es geçiyor, sebeplerde boğuluyor, tesadüfte yuvarlanıyoruz, derdi de dermanı da yanlış yerlerden biliyor çözümü de yanlış adreslerde arıyoruz!

Vah esafa!

Ne olacak insanın bu hali ve dünya nereye gidiyor?

Gönlü “gülle” doldurmak, hayata gülmek; yalancı ve yabancı otları temizlemek, toprağı tavlamak ve havalandırmak başlar ve bunu sürekli kılmakla devam eder... Gününüz gönlünüz “gülle” dolsun, mutlu sonla gülünsün vesselam.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.