Beklenti artınca yük çoğalır, mecal azalır, enerji tükenir. O yük o beklentiye değer mi meçhul; nice böyle meçhul yolculuklarda telef olur gider, en değerli zamanları boş yere harcarız. İnsan ve ömrü o kadar ucuz değil!
Beklenti olmadan da bir şeye başlanmaz, bir şeye girişilmez, ileriye dönük yatırım yapılmaz. Cama elmas değeri vermek ve beklentiye girmek; hayal kırıklığından öte nedir, bundan ötesi büyük kaybediş değil midir?
Takdir edilme, beğenilme, ilgi görme isteği ve bunda süreklilik arzusu olmayan insan azdır, az insan bunları kontrol altına alır, ileriye gitmesini engeller, bilir ki böyle yapmazsa bu durum kendini bitirir. Hattı zatında insanın rakibi yine kendisidir; içindeki Firavunu gemleyen denizi yarar geçer, gemleyemeyense bir damlada boğulur!
Şöhret, alkışa kul ettirir, şakırtıya şak şaka eğiltir, neredeyse yerlere eğdirir. Dengince takdir ve iltifat gayrete getirir, şevk verir, azim ve sebatı arttırır.
Çok okunmak, çok yorum getirilmek bir yönüyle yazarı ayartır bir yönüyle teşvik eder. Sosyal medyada dikkat çekmek hatta bunu paraya tahvil etmek insanları ne hale getiriyor; bunu görüyor, uyurgezer ettiğine üzülüyor diğer yandan kızıyoruz!
Bu kadar mı dedirtiyorlar adeta.
Kişilik, karakter, ciddiyet, vakar nerede? Gürültü medyası zihni deliyor, kalbi parçalıyor, aklı meşgul çaldırıyor; ne uğruna?
Üç meteliğe beş takla; beklenti yüksekliği kişilik düşüklüğüne sebebiyet veriyor, bu kadar alçalmaya değer mi? Ne desek, ne temenni etsek de vakıa ortada, seviye bu, genel seyir böyle!
Oysaki yaşadığımız coğrafyanın, taşıdığımız medeniyet mirasının, gönül coğrafyasının bizden beklentisi yüksek; beklentilere cevap vermemiz; çok çalışmamız vakitleri boşa geçirmememiz, ilim ve ahlakla bezenmemiz gerektiğini gösteriyor.
Bunda birbirimizi ne kadar teşvik etsek, ne kadar kamçılasak, ne kadar uyarsak yeridir; yediden yetmişe…
Doğru tarihi sadece kitaplarla değil yaşayan tarihi insanlarla, tarihi mekânlarda anlatarak atiye kanatlanma şuurunu vermek; üzerimizdeki beklentileri azaltacak, vazife yapma hafifliği verecek, sorumluluğu yerine getirme şevki vereceği aşikâr.
Babanın çocuktan beklentisi çocuğun babadan beklentisi, devletin milletten milletin devletten beklentisi, yazarın okuyucudan okuyucunun yazardan beklentisi, zenginin fakirden fakirin zenginden beklentisi, işverenin çalışandan çalışanın işverenden beklentisi… Uzayıp giden beklentiler…
Yaratanın bizi yaratmaktaki beklentisi nedir? Bunu bilmek, bu biliş ve bilinçle yaşamak; diğer bütün beklentileri çözecek anahtardır vesselam.