Hava Durumu

Parmak ve yumruk hesabı

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2020 07:30

Tarladan bir karpuz koparsak.

Sonra yanımızdaki insanlara kopardığımız karpuzun kilo ve gramajına kadar ağırlığını sorsak.

Yanımızdaki insan sayısı kadar farklı fikir ortaya çıkabilir.

Herkesin fikri kendi doğrusu olacaktır.

Böyle olduğunda kimsenin, kendi fikrini diğer insanların fikrinden üstün olduğunu deklare etmeye hakkı olmaz.

Ya işi büyütsek 7 milyar insana sorsak belki 7 milyar farklı fikir çıkabilecektir.

Peki 7 milyar insana, bu karpuzun ağırlığı hakkında herkes bir şey söylüyor, söylenenleri oylayarak mı doğruyu tespit edelim, yoksa şuradaki teraziye koyup tartalım mı?

Terazinin olduğu yerde oylama yapılmasını gülünç bulanlar çıkacaktır.

7 milyar insanlıktan aklı başında olanları teraziyle tartılsın der.

Bazı insanlar terazinin yanlış tartabileceği ihtimalini ortaya atarak, oylama yapmak isteyebilir.

Karpuzun ağırlığı oylanır.

Diyelim ki üç aşağı beş yukarı 3 milyar insanın oyu karşısında 3 milyar 1 kişinin oyuyla doğru budur diyerek ağırlık kabul edilir.

Hemen ardından kabul edilen kanunlaştırılır.

Bundan sonra yaptırımlar başlar.

İtiraz eden olursa şu kadar zaman hapis cezası veya bu kadar para cezası olacak diyebilirler.

Hayatımız böyle geçmiyor mu?

 **

Hollanda da 20 yıl önce evlilik yasasında bir değişiklik yapılmak için meclise getirilir.

Yeşiller Partisi'nin teklifinde kadın kadınla, erkek erkekle evlenebilsin der.

Meclis teklifi oy çokluğuyla reddeder.

Aradan 5 yıl geçtiğinde aynı parti aynı teklifi tekrar meclise sunar.

Aynı teklif üç beş oy farkla kabul edilir.

Peki hangisi doğruydu?

20 yıl önce reddedilmesi mi doğruydu?

5 yıl sonra kabul edilmesi mi?

İkisi de mi doğruydu? İkisi de mi yanlıştı?

 **

Terazinin olduğu yerde parmak sayımına gidilmesi yanlıştı!

Allah'ımızın gönderdiği teraziyi, nizamı bozmamak lazım.

Batının kendilerine gelen teraziyi, elit insanlar, yöneticiler ve din adamları ile bozduğu doğrudur.

Ellerinde doğru bir terazi olmadığından batının 'parmak oylamasına' gitmesi belki kendi açılarından doğru olabilir.

Biz bize gönderilen Hz. Peygamberimiz ve indirilen Furkan ile ölçmeye tartmaya devam etmeliyiz.

Yanlış anlaşılmasın, yok değil.

Dinimizde seçim var.

Tarihte ilk kez herkesin katıldığı seçim Medine'de Peygamberimiz tarafından yapıldı.

Hatta kayıtlı ilk nüfus sayımı bu seçim öncesinde oldu.

Devletin başına talip olan topluluk temsilcileri seçildikleri takdirde nasıl bir devlet yöneteceklerini halka anlattılar.

Yani miting ve propaganda yaptılar.

Peygamberimiz de yaptı.

 **

Atina'nın arenasında da seçim yapılıyordu ancak sadece az bir elitler tayfası oy kullanıyordu.

Çiftçiler çobanlara oy kullandırmıyorlardı.

Hani bazıları için 'profesörün oyuyla çobanın oyu bir olur mu' mantığı var ya, gerici Atina'dan gelir o görüş.

Hz. Ebubekir halife seçileceği zaman seçime bütün sahabe katıldı.

Halifenin seçilmiş olması, 'Kur'an böyle sünnet şöyle söylerken' kafasına göre söz söylemeye, ahkam kesmeye hak sahibi yapmıyor.

Hz. Ömer halife seçildiğinde 'hatalı olduğumda beni kılıcınızla düzeltin' sözü oldukça manidardır.

Seçildikten sonra seçtiklerimiz inanç ve kültürel değerlerimize ters düşen uygulamalar yaptıklarında bizler Hz. Ömer'in talebi gibi yöneticilerimize uyarı vazifemizi yapıyor muyuz?

İstanbul Sözleşmesi, 6284 No'lu yasa, evlilik kanununda yapılan değişiklikler, domuz etinin kasaplık hayvan statüsüne alındığında biz, bizi yönetenlere yaptıkları bazı yanlışları hatırlatıyor muyuz?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.