Mehmet Akif ve Asım

Osmanlı mürekkep yalamışlar kuşağından gelen Mehmet Akif Ersoy, Aralık ayında doğup yine Aralık ayında kaybettiğimiz en önemli değerlerimizdendir.

Bir çok özellikleri olan Milli Şairimizin Aralık ayında sevenleri unutmuyor. Aslında güncel hayatımızda yer alan Mehmet Akif'i senede bir yad etmek bize pek yakışmıyor.

Mehmed Ragif, daha sonra Mehmet Akif Ersoy isimleriyle biliyoruz. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli  şairlerdendir. Aynı zamanda veteriner hekim mesleğine sahiptir. Bir dönem öğretmenlik yapmış. Cami kürsüsünden sohbet de veren bir vaiz, 40 yaşından sonra Kur'anı ezberlemiş hafız. Kur'an mütercimi yani bir de Kur'an tercümesi yazmış. Meclis kürsüsünde de görünmüş bir dönemin de siyasetçisi. Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyetimizin de Milli Marşının yazarıdır. İlk önce yarışmada ödül olduğu için yarışmaya katılmayı uygun görmemiş, yakın arkadaşının ısrarı ile yarışmaya katılmış.

Meclis kürsüsünden şiiri okunduğunda herkes Mehmet Akif'in şiirinin farklı olduğunu kabullenmiş ve şiir birinci seçilmiş. Mehmet Akif Ersoy bir de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı'nın da yazarıdır. Bu nedenle kendisi 'Vatan Şairi' ve 'Milli Şair' unvanlarıyla anılıyor.

Mehmet Akif denince ilk akla 'Safahat' geliyor.

Bizim tanımak istediğimiz Asım ise safahat 6. Kitapta yer almış.

Memleketin toplumsal ve ahlaki dertleri hakkındaki bu manzumenin tamamına yakın kısmı, Mehmet Akif'in eserlerinde canlandırdığı en önemli tip olan ve Müslüman halkın iman ve irfanını temsil eden muhafazakar ve tenkitçi Köse İmam ile yenilikçi ve müsamahalı Hocazade (Mehmet Akif), hakperest ve heyecanlı bir genç olan Asım (Köse İmam'ın oğlu) arasında geçen konuşmalardır. Şairin 'Çanakkale Şehitlerine' adıyla bilinen ünlü şiiri de diyalogun en önemli parçasını teşkil ediyor.

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Diye başlıyor şiir. Şiirde Mehmet Akif Ersoy'u eleştiren tarihçiler de var. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i, Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Dini mübin için mücadele edenleri, Asımları anlatırken, Peygamber övgüsüne mazhar olmuş Bedir savaşına katılan sahabelere benzetmesi çok tartışıldı hala tartışanlar var.

Batı yanlısı Tevfik Fikret ile karşılıklı yazışmalarındaki mücadelede Mehmet Akif, Haluk karşısında Asım'ı benimser ve örnek gösterir.

Peki Asım'da ne gibi özellikler vardır?

Asım ve Asımlar, vatanları tehlikeye girdiğinde okullarını bırakıp cepheye koşmuşlar¸ her türlü zorluğa ve fedakarlığa katlanarak ülkeleri ve kutsal bildikleri değerler uğruna savaşmışlardır. Akif¸ bu neslin Çanakkale'de gösterdiği fedakarlığı 'Çanakkale Şehitleri' şiirinde takdirle anlatır.

Asım'ın nesli!. diyordum ya!. nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi namusunu¸ çiğnetmeyecek.

Mehmet Akif'e göre Asım memleketi tehlikeye girdiğinde canını vermekten çekinmeyecek yüksek bir fedakardır, vatanseverdir, bağımsızlık şuurundadır. Kendi geleceğini değil ülkesini düşünen insandır.

Bu özellikleriyle Asım Milli Şairimizin çeşitli çalışmalarında fiziki olarak da yaptıklarıyla öne çıkartılmaktadır. Asım Nesli, peygamber sevdalısı, hak taraftarı, baş eğmeyen, sömürülmeye şiddetle karşı olan bir genç olarak bize anlatılıyor.

Ne güzel özellikler, keşke her çağda böyle gençlere sahip olsak. Mehmet Akif ve sonrasında benzer akımı devam ettiren Necip Fazıl da 'Bir Gençlik' şiirinde 'bu gençliği karşımda görüyorum' diyerek ümitleri taze tutmaya nesillere faydalı olmaya devam etmiş.

Biz Aralık ayında gözlerini dünyaya açan ve yine bu ayda ahiret hayatı başlayan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'a Allah'tan rahmet diliyoruz.