Hava Durumu

Maneviyatımız elden gitmeden!

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2019 07:30

Uyuşturucu yaşı 9'a inmiş.

Boşanmalar cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırmış.

Kadın cinayetleri çoğalmış.

Eğitimle başlayan ivedi tedbirler alınması gerekiyor.

 Ayrıca 110.000 kadar, karısına tecavüz(!) ettiği ve çeşitli taciz şikayetleriyle, 8 ile 15 yıl arasında hapisle yargılanan ve hüküm giyen insanlar var.

Talepleri kocasınca karşılanamayan ya da eşinin beraberliğine razı olmayan kadınların, kocaları hakkında bir kızgınlıkla polise açtığı telefon, cezanın tek delili sayılıyor ve koca buna karşı hiç bir delili ileri süremiyor.

Olaylar 6284 sayılı kanun gereği oluyor.

Kadın vazgeçse bile, 'kamu davası' gibi mahkeme devam ediyor.

Erkeğin mahkum olması kaçınılmaz oluyor.

Emek'te bir arkadaşımın işyerinde çalışan mağaza görevlisi bir müşteri tarafından şikayet edildi. Müşteri kadının kötü niyetli olduğu 4 ay sonra ortaya çıktı. Ancak çalışan genç bu süre zarfında tutuklu kaldı. Görünen o ki bu kanun aynı zamanda kötü niyetlilerin elini de güçlendiriyor. Fol yok yumurta yok kadının birisinde gönlü var, basıyor şikayeti. Neticesi kadının fendi erkeği yendi. Hz. Yusuf kıssası geldi aklıma bu olayda. Züleyha hedefine ulaşamayınca biliyorsunuz Yusuf peygamberi hapse attırmıştı.

 Ne kadar vahim değil mi? Aynısı günümüzde de yaşanıyor. Allah kötü niyetlilerden şer-şeytani olanlarından hepimizi, muhafaza eylesin.

Neden? Tek nedeni 6284. Ve İstanbul sözleşmesi.

İstanbul sözleşmesinde kimin çıkarları var? Açıklanmalıdır. Bin yıllık ailemiz örf adetlerimiz inançlarımız bir tarafa bırakılıp toplum dejenere ediliyor. Resmen aile yapımıza dinamit döşeniyor.

Şimdi bu 110.000 kişinin ne kadarı, hapisten çıkınca, ailelerine geri dönecek sizce? Kadın cinayetlerinin çoğalmasını, uyuşturucu yaşının ortaokul seviyesine indiğini, geçimini sağlamakta zorlanan maneviyat zaaflı kadınların geçimini sağlamak için gayrı resmi işlere kalkıştığı bir topluma doğru yelken açılmış durumda. Otuz binin üzerinde kadının içişlerine 'vesikalık' için başvurduğunu üzülerek öğrendiğimi belirteyim!  

Anlattıklarımız 'İstanbul Sözleşmesi meyveleri' değil de nedir?

 Ya meclisteki siyasetçilerimiz ne yapıyor? Konu İstanbul Sözleşmesi olduğunda kendilerini 'saf' yapıyorlar. Adeta 'tıp' oynanıyor.  

Biz özlenen Ebubekir, Osman Ali ve Ömerleri nereden bulacağız? İthal mi edeceğiz?

Youtube de izleyenleriniz vardır. Boğaz da bir kayığın içerisinde iki erkek birbirleriyle nikahlandı. Bu nasıl cesaret! Lut kavmindeki cereyan eden olaylar günümüzde de yaşanıyor. Hem de bizim sınır sularımızda! Lut kavminin nasıl helak edildiğini anlatmama gerek yok sanırım!

Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir. Yarın bunlar daha çok artacak ve önlem alınmazsa ciddi bir felaket haline gelecektir.

Bazı çevrelerin yürüyüş düzenleyip 'Lut kavminin çocuklarıyız' yazılı pankart taşımaları aslında tehlikeyi gözler önüne sermiyor mu sizce?

 İstanbul Sözleşmesi derhal yırtılıp atılmalıdır. Ailemize, gelecek nesillerimize öyle zararları var ki incelendikçe zararları daha da ortaya çıkıyor.

Toplumumuz için dinamit yüklü bu anlaşmayı bakalım 'kim yırtıp atacak?'

**

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.