Hava Durumu

İstanbul'un savunması Kudüs'ten başlar 'emanname'

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2019 07:30

Hz. Muhammed SAV Efendimizin İsra hadisesi gerçekleşmesiyle, Kabe ve Mescid-i Aksa'nın aralarında manevi bir bağlantı oluştu.

Hz. Ömer'in Kudüs seferine bir bakalım.

İslam Ordusu Ubeyde Bin Cerrah önderliğinde şehri kuşattılar. Patrik Safronyus şehrin anahtarını Hz. Ömer'in kendisine vermek istedi ve Hz. Ömer şehre girdi. Maddi bağlantı ise Hz. Ömer'in  şehre gelmesiyle 636 yılında gerçekleşti.

Şehri aldıktan sonra bir emanname (güven fermanı) yazıldı ve Hz Ömer şehrin ismini İlya'dan Kudüs'e çevirdi. Böylelikle nazlı çiçeğimiz Kudüs adalet timsali Hz. Ömer ile hak ettiği değere kavuşmuş oldu.
Kudüs yeryüzünün ilk evlerinden ve ilk mescidlerindendir. İddia edildiği gibi Kudüs hiçbir zaman gayri Müslimlerin barınağı olmamıştır. Her gelen din İslam dini ve dini getiren peygamberler İslam peygamberi olduğundan Kudüs tarihsel süreçte 1917 yılına dek Müslümanların kontrolünde olmuş. Kudüs'ün üzerinde gözü olanlar her daim olmuştur. Ancak egemenlik kurmakta başarılı olamamışlar. Bir Ömer, Selahaddin, Yavuz, çıkmış Kudüs'e hak ettiği değeri iade etmiştir.
Şimdilerde de Kudüs üzerinde yine kem gözler var. Müslümanların sinir sınırları zorlanıyor.
Müslümanların "tekbir" sesinden çocuklarımızın elindeki taştan korkan ödleklerle mücadele için neden start verilmiyor, verilemiyor. Halkımız hazır ancak bizi yöneten yöneticilerde taş atan çocuktaki cesaret yok. Oysa bakınız geçmişte ecdadımızdan nasıl eman dilemişler dilenmişler.

Hz. Ömer'in emannamesine yüzyıllar sonra ihtiyaç duyulanı hatırlatmak istiyorum.  
Ermeni Patriği Serkiz, diğer papazlarla birlikte Yavuz Sultan'a gelerek kendilerine in'amda bulunmasını ister. Eskiden beri yönetimlerinde bulunan kilise ve ma'bedleri yine kendilerinin tasarruf etmesi, Hz. Ömer ve Selahaddin Eyyubi'nin verdiği ahidnameyi/emannameyi Yavuz Sultan Selim'in de yenilemesini arzu eder.
Eskiden beri tasarruf yetkisine sahip Ermeni rahiplerin, Kamame, Hz. İsa'nın doğduğu Beytüllahım mağarası, kuzeydeki kapının anahtarı, içerde Kamame kapısındaki iki şamdan ve kandilleri, Büyük Kiliseleri, Mar Yakub, Deyr'üz-Zeytun, Habs'ül-Mesih kiliseleri, bunlara ait vakıflar, bağlar, bahçeler, aynı dine mensup Habeş, Kıpti ve Süryani halkı, bunların terekeleri ve benzeri hususlarda yine tasarrufa yetkili olduklarına karar verilmiş.

Sultan Yavuz Selim'de kendinden eman (aman) dilenince ecdadı gibi, "bunlara kimse müdahale etmeyecektir. Evlatlarım, vezirler, salihler, kadılar, beylerbeyleri, sancakbeyleri, voyvodalar, subaşılar vesaireler bununla amel etsinler"diye emir vermiş.

Şam'da kışı geçiren Yavuz Sultan Selim, Şam'dan ayrılarak, Aralık'ta ileri gelenleriyle beraber Kudüs'e gelmişti. Yavuz Sultan Selim'in şehre gelişi sırasında Kudüs'ün tüm ruhanileri padişahı şehrin dışında büyük bir törenle karşılarlar. Yavuz Sultan Selim, ruhanilere gerekli ilgiyi gösterdikten sonra, şehrin tam karşısında otağını kurdu. Bu sıralar ikindi namazı vaktiydi. Padişah akşam namazını Mescid-i Aksa'da kılacağını haber verdi. Kur'an'ın övgüyle bahsettiği kutsal mabed 12.000 kandille aydınlatılıyordu. Sultan Kudüs'e namaz vaktinden önce girer. Sonra Hacer-i Sahra'yı tavaf eder. Daha sonra Kubbe-i Sahra'nın altına iner ve iki rekât hacet namazı kılar. Ardından akşam namazının edası için Mescid-i Aksa'ya geçer. Görevliler, Sultanı kokulu mumlarla karşılarlar. Sultan burada akşam namazını eda ettikten sonra, biraz dinlenir. Daha sonra iki rekat hacet namazı kılar ve dualar eder. Yatsıyı da eda ettikten sonra otağına döner. Yavuz Sultan Selim, ertesi sabah,koyun ve develer kurban eder. Kubbe-i Sahra'yı ziyaret eder ve Mescid-i Aksa'da iki rekat hacet namaz kılar. Daha sonra şehri gezerek, Kudüs halkına ihsanlarda bulunur.

Bir ay kadar misafir olduğu etrafı mübarek kılınmış Kudüs'ten ayrılır..

Kudüs için!
Ayağa kalkmak gerek. Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmüyor.
Hele bir elif gibi kıyama duralım bak o zaman nasıl emanname akıllarına geliyor, şaşırırsınız. Mazlum coğrafya ayağa kalkmalı ki, haklarımızı, İstanbul'u ve ülkemizi savunabilelim.

***

Elim bir kazada eğitim hayatı devam ederken trafik kazasında İskender Şimşek'i kaybettik. Ailesine yakınlarına okul arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.