Fırsatları değerlendirelim

Ramazan ayına kavuştuk.

İlk günlerinde evde bolca vaktimiz oldu.

Fıtrat gereği, başlarken Ramazan ayı kapıda bakalım nasıl olacak derken, sayılı günler elimizden kayıyor, ahesle gidiveriyor.

Aynı paralelde ise Allah'la arası pek iyi olmayanların dine saldırıları, oruç tutmadıklarını çarşaf çarşaf ilan etmeleri de süregeliyor.

Kendilerine destek arayıp duruyorlar.
Sayılı günler azizim, seven içinde sevmeyen içinde bitiyor elbet.

Bu yıl farklı bir Ramazan ayındayız.
Ramazan ayında genelde suç işleme oranı düşüyor, insanlar birbirlerine daha anlayışlı ve sevecen davranıyorlar, yardımseverlik de tavan yapıyor.

Bu sene sokağa çıkma yasakları nedeniyle trafik kazaları oranında da ciddi bir düşüş yaşanacak kanısındayım.

Trafik, normalde iftara yakın epey sıkışıyordu.

**

Her yıl Ramazan ayı bereketiyle kucaklıyor bizi.

Şeytanlar bağlanıyor.

Bazı kötü alışkanlıklarını terk ederek her Ramazan da Allah'la arasını düzelten kişiler oluyor.

Sanki yaratılış gayelerini anımsatıyor bu mübarek zaman dilimi.

Diğer taraftan da Ramazanla arası pek iyi olmayanlar var.
Bektaşiye sormuşlar 'ramazanla aran nasıl'  diye, el cevap, 'mübarek recep ve şaban ne çabuk bitti' demiş.

**
Bütün bu iyimser tablonun yanında Ramazan ayı içerisinde yapılan ibadetler kat be kat fazla olmasının yanında, işlenen günahlar da misliyle yazılıyor hanelere haberiniz olsun.
Testi, çeşme akarken kaplar doldurulur.

Evet, sevap çeşmesi akıyor ve doldurmak bizim faydamıza.

Yarın su kesilince 'güzel çeşme-berrak su' manilerine başlamayalım.

Çünkü biz değerlerin kıymetini genelde elimizden uzaklaştıkça anlıyoruz.

**

Oruçlu olup sadece aç kalmayalım.

Oruç tuttuğumuz halde namazı kılmayanlardan olmayalım.

Mümkün mertebe namazlarımızı evimizde cemaatle kılmaya gayret edelim. (Özellikle yatsı ve sabah namazlarını)

En küçük zaman dilimlerinde bildiğimiz uygun ve en karlı olan ibadetle meşgul olalım.

Duaların kabul olunacağı akşam ezanı vaktinde uzun alışveriş kuyruklarında zamanımızı boşuna harcamayalım.

İftar sofralarında ezanı beklerken başkalarının etlerini yiyerek (dedikodu yaparak) koca günün kazancını Allah'ın lanetlediği şeytana bırakmayalım.
Mümkün ise orucumuzu açıp daha sonra alış veriş yapalım. Oruçlu iken canımız bir çok şeyi arzular, bu nedenle fazladan para harcamayalım. 

**

Ne demişler, 'zenginin keyfi gelene kadar, fakirin canı çıkarmış.'

Ramazan bizim için de fakir fukara içinde geliyor unutmayalım.

Fakir fukaranın hakkı olan, zekat ve fitrelerimizi bayram namazına kadar cebimizde gezdirmeyelim.

Zekat demişken ülkemizde yaygın olan ancak çok bilinmeyen bir durum şu ki; zekatlarımızı Ramazan ayında hesaplayıp vermek hem sevabı yüksek, hem de belki de bilmeden doğru bir iş yapılmış oluyor.

Biliyorsunuz, Ramazan her yıl on gün önce oluyor.

Yani yuvarlak hesap dersek, 36 yılda bir tekrar aynı güne geliyor.

Yani her yıl zekatını Ramazan da veren arkadaş, 36 zekat vermiş oluyor.

Günümüzde kullanılan güneş takvimine göre zekat veren ise 35 zekat ile bir zekat eksik vermiş oluyor.

**

Geçen iki ay 'ya Rabbi, Recep ve Şaban aylarını hakkımızda hayırlı kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur' diye dua ettik.

Artık Ramazan ayına kavuştuk.

Büyük sağlık problemlerinin olduğu günümüz dünyasında bir an evvel kurtuluşa erelim. Sağlıklı, sıhhatli, şuurlu, olarak eski Ramazanlarımıza, yılda bir ay kılınan teravih namazlarımıza Ramazan'ın tüm bereketine, sonunda Allah'ın mağfiretine ve tabi ki 'Şükür Bayramına' kavuşalım.