Hava Durumu

Erbakan'dan Erdoğan'a (...)

Yazının Giriş Tarihi: 11.10.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2019 07:30

Merak eden dostlar var "yahu siyasi bir yazı yazmadınız hala ne zaman yazacaksınız" diye.

Aslında her yazımız siyaset kokuyor azizim, az çok demeden manzara koyuyoruz, fakat siyasi çıkışları da değerlendirmek elzem olmuyor değil! Dünyayı sömürenlere karşın siyaset yapmaya gayret ediyoruz.

İşte bize göre farklı elzem bir durum!

Geçen gün Kızılcahamam'da Sayın Cumhurbaşkanı'nın dili sürçtü ve bir ifadede bulundu...

Ne demişti Cumhurbaşkanımız: "şahsım ve tüm Refah Partisi..." Bu söylemi kimisi dil sürçmesi, kimisi bilinçli bir çıkış, kimisi cumhurbaşkanı istikamet belirtti, kimisi fikir ve zikir meselesi diye oldukça farklı yorumladılar. Bazı kişiler de "Refah'a müdahale yine askerden geldi" yorumunu getirdi. Gaf da desek dil sürçmesi de desek Sayın Cumhurbaşkanı'nın ardındaki yazının YENİDEN dilinde ise REFAH olması oldukça manidar geldi bize.

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı her konuşmasını prompterden takip ediyor. Bu gayet doğal. Bir devlet adamının yaptığı konuşma elbette çok önemlidir ve yazılı bir metin önceden hazırlanmış olmalıdır. Zira konuşması şahsını değil, bir milleti-devleti bağlıyor. Sayın Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili doğaçlama konuşmayı tercih edince Sayın Cumhurbaşkanı bir gaf yapmış oldu. Her insanın yaşayabileceği bir durumdu bu aslında.

Öyle veya böyle geçmişte en güzel günlerini yaşadığı heyecan duyduğu anıları hatırlayıp Sayın Cumhurbaşkanımızın "Refah Partisi" demesi de doğal bizce.

O zaman imkansızlıklar vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız tabanı delik bir Murat 131 araba ile il başkanlığı yapıyordu. Paspasları kaldırdığınızda asfalt görünüyordu. Bir ilçe yöneticisi karısı doğum yaparken hastaneye gidip doğumdan hemen sonra toplantıya ancak Refah Partisi'nde gidebilirdi. Köy çalışmasına giden bir arkadaşımızın eşi "evde ekmek yok bey, bari ekmek alıp öyle gitseydin sözüne, -yahu hanım bu akşam da makarna yapıp yiyiverin," cevabını ancak bir hasbi Milli Görüşçü verebilirdi. Gittiği köyde tepsiyi ayna olarak kullanan ve davasını sokak sokak dolaşıp anlatırken traşına dikkat eden, kalacak yer bulamayıp camide sabahlayan üşümemek için halıyı üzerine yorgan eden, teşkilat çalışmasına giderken çoluk çocuğuna "ölsek de sevinin eve dönsek de" diyebilen.... Refah Partisi'nden başka hangi partide olabilirdi ki?

Unutulacak anılar mıdır sizce bunlar?

Biliyorsunuz Yeniden Refah Partisi yeniden bir Erbakan'ın başkanlığında siyasi hayatına devam ediyor. Türkiye'nin yarıdan fazla ilinde kongrelerini yapmış, hala yapmaya devam ediyor. Kongre deyip hemen bitirmeyin dostlar. Bir siyasi parti kurulduğunda kelle koltuğa alındığı zaman illerde görevlendirme yapıyor. Mesela Bursa, il başkanı görevlendiriliyor. İl kuruluşunu yapıyor. Ardından il, ilçelere görev veriyor. Sonra ilçelerin kuruluşu gerçekleştiriliyor. Sonra kongre yeterliliğine ulaşılabilmesi için harıl harıl üye kayıtları yapılıyor. İlçeler olağan kongrelerini yapıp Bursa için en az yedi ilçe kongresini tamamladıktan sonra il kongresi yapılabiliyor. İl kongresi yapıldıktan sonra genel merkez delegeleri belirlenip büyük kongre yolu aralanmış oluyor. Her kongrede yeterliliğe ulaşmak için uykusuz geçirilen geceler, evraklar, üyeler, yönetimlerin şekillendirilmesi...

Bu işleri çocuk oyuncağı mı sanıyordunuz? Elbette değil nakış nakış işleniyor adeta partiler. Başka türlü de olabiliyor, mesela İYİ Parti transferlerle kurulduğu için bu süreç tam da böyle olmadı.

Ancak Yeniden Refah Partisi tam da böyle oldu.

Dr. Fatih Erbakan, Anadolu'yu karış karış dolaşıyor. İl il kasaba kasaba geziyor. Erbakan'a Anadolu insanının özlemi bi'zati yerinde görülmüş oluyor.

Erbakan kendi söylemiyle "demir çarıkları giydi Anadolu'yu karış karış dolaşıyor". Ekibi ile ülkemizin iyiye doğruya faydalıya adalete kavuşmasını ve adil paylaşımın gerçekleşmesi için adım adım ilerliyor. Kavgacı üslubu tercih etmiyor, zaten halkımız da kavgalardan bıktı usandı. Yapılan çalışmalara teşekkür edip yapılmayanları, yarım bırakılanları, eksik olanları bir Milli Görüşçü olarak tamamlayacağının mesajını veriyor. Bu davranış vatandaştan tam not almasına neden oluyor. Sayın Cumhurbaşkanının "Refah Partisi" çıkışına dek Yeniden Refah Partisi'ne medya ambargosu devam ediyordu. Tüm medya kısıtlamalarına rağmen şimdiden 100 milyar dolar bütçesini oluşturmuş bile. Hem de bütçe halkın cebine hiç zarar vermiyor, tamamen doğal zenginlikler ve israfın önüne geçilerek hazırlanmış bir bütçe.

Fatih Erbakan aynı babası gibi halkın cebinde gözü olmadan proje üretiyor. Merhum başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan havuz sistemiyle birlikte dillere destan bir "denk bütçe" yapmıştı. Bir kuruş vergi ve borç artışı olmadan ülkeyi şaha kaldırmıştı. Gördüğüm kadarıyla Yeniden Refah ile Yeniden Erbakan'da aynı yolda ilerliyor.

Tam da bu esnada Sayın Cumhurbaşkanımızın dil sürçmesi oldu. Öncesindeki bir konuşmasında, "Ömer'leri bana bulun getirin" diyen Cumhurbaşkanımıza, Erbakan'ın Yeniden Refah Partisi'nin Erzincan kongresinde bir çağrısı oldu.

Erbakan'dan Erdoğan'a mesaj ne idi?

"Sayın Cumhurbaşkanım Ömerleri hiç boşu boşuna beklemeyin. Ömerler burada, bizimle beraber Yeniden Refah Partisi'nde... Ömerlere kavuşmak istiyorsanız sizi de bekliyoruz" ifadesinde bulundu. (Konuşmanın tamamını izlemenizi tavsiye ediyorum)

Yüzlerce yıl bizim topraklarımız olan Mezopotamya'ya başlatılan Barış Harekatı öncesi Kıbrıs Fatih'i merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın oğlu Dr. Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ı Refah'lı hasbi Milli Görüşçülerin bulunduğu Ömerler'in olduğu yere Yeniden Refah Partisi'ne davet etti, gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.

**

Fırat'ın doğusuna yapılan Barış Pınarı Harekatı'nın canı gönülden başarılı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Askerlerimizin hepsinin üstün başarılar ile gazi olarak sağ salim memleketlerine-sevenlerine dönmeleri için de duacıyım.   

  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.