Hava Durumu

Endülüs'ten Balat'a

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2020 05:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2020 05:50

Endülüs denince akla Avrupa'ya oturmayı, kalkmayı, yemeyi, içmeyi, öğreten İslam Medeniyeti geliyor.

Endülüs Devleti'nin ise Tarık Bin Ziyad temellerini atmış. Şimdiki coğrafyada bazı ufak tefek değişiklikler yapıldı ancak Avrupa'da Endülüs İslam Devleti'nin izleri bin yıl sonra bile var.

Endülüs'te sadece Müslümanlar yaşamıyordu.

Avrupa genelde Hristiyandır. Ancak Yahudiler de vardı. Yahudilerin yani Musevilerin inancı elbette kendilerine, her dinin inancı gibi. Yahudilerin içinde öyle grup var ki tahmin etmişsinizdir, siyonistler.

Siyonistler günümüzde olduğu gibi Endülüs'te yani bugünkü İspanya'da da rahat durmuyorlardı. Avrupa'yı kasıp kavuran veba hastalığını yayanlar bunlardı. Veba hastalığına yakalanan siyonistleri içme suyu kuyularına atarken yakalananları vardı. Amaçları daha çok insanlara hastalık bulaşsın idi! Bu tespit edilmişti.

Yahudiler üst üste biriken çeşitli sebeplerden dolayı tüm Avrupa ülkelerinde çok tepki çekiyordular. En son siyon toplantısında bir karar almıştılar. Hindistan'daki akrabalarını söz sahibi oldukları Endülüs'e getirmek istiyorlardı. Bunun için İspanya kralını ikna ettiler. Hindistan'ın zenginliklerini getireceklerini borç para ve gemiye ihtiyaçları olduklarını beyan ettiler.

Hindistan diye Amerika'ya çıktılar konu uzun, biz kısadan geçelim. Orada ne bir baharat ne de ipekler bulabildiler. Yarı çıplak Kızıldereli'lerden başka kimsecikler de yoktu. Yahudilerin bir kısmı orada kaldı, kimi de İspanya'ya geri döndü. Kral zenginlikleri sordu, cevap alamayınca kandırıldığını anladı ve tüm Yahudilere zaman verdi, 'İspanya dışına gidin ya da kelleniz vurulacak' dedi.

O yıllarda Osmanlı büyük bir devlet idi. Devletin başında 2. Beyazıt Han bulunuyordu. Çok merhametli ve şefkatli padişah 'bunlar da Allah'ın kuludur' diyerek Avrupa'da hiç bir devletin kabul etmediği Yahudilerin 1492 yılında Osmanlı topraklarına girmesine izin verdi. Bu kabulün 500. yılında bazı yahudiler 500. Yıl Vakfı'nı kurdular. (Buna daha sonra değinelim)

Selanik, Manisa, İzmir, Bursa İstanbul gibi şehirlere yerleşirler.

İstanbul'a yerleşenlerden bir kısmı Eyüp'teki Balat ve civarında ikamet ederler.

Balat!

İnternetten araştırdım.

'İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Balat, Haliç'in güney kıyılarında Fener ve Ayvansaray arasında yer alır. Coğrafi konumu, tarihsel özellikleri, demografik yapısı itibariyle Tarihi Yarımada içinde önemli bir yeri olan Balat, Bizans'tan günümüze kozmopolit kültürüyle dikkat çekicidir.

Tarih boyunca ağırlıklı olarak Musevilerin, özellikle de "Sefaradim" diye adlandırılan İspanyol Musevileri'nin yaşadığı bir merkez olarak bilinmektedir. Musevilerin dışında Rumlar, Ermeniler ve Türkler de Balat'ta yaşamışlardır. Semtte yaşayan bu dört ayrı grubun dinsel ve kültürel izleri Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin küçük birer örneği olarak karşımıza çıkar...'

Şöyle bir bakalım.

Bursa Mudanya yolunda Geçit'e gelmeden otobana giriş var. Otoban kavşağından İzmir, Ankara, İstanbul yoluna dönüş yapılıyor. Hemen kavşağın sağ tarafında yeni bir yerleşim merkezinin eski bir ismi var. Sadece eski bir isim verilmemiş. Bir de otobandan buraya yol bağlantısı sağlanmış. Sanki ayrıcalıklı bir uygulama yapılmış, insan ister istemez sorguluyor.

Bursa Otobanı, Gürsu Kazıklı mahallesinden de geçiyor. Kazıklı'lılar talep etseler yolları otobana bağlantı yapılır mı acaba çok merak ediyorum? İstanbul'dan gelecek yahudilere bir yerleşim merkezi mi planlanıyor acaba bu bölgede?

 Bazı imtiyazlar sağlandığı aşikar biliniyor. İnsan ister istemez düşünüyor.

Yahudilerin Balat/Endülüs aşkı nereden geliyor? Neden yerleşim yeri olarak Balat ve civarı seçildi dersiniz? Bu arada Bursa Nilüfer ilçesinde Balat'ta ikamet eden vatandaşlarımızın hiç bir suçu yok tabi ki.

Balat, 2. Abdülhamit Han zamanında Koru tren istasyonunun bulunduğu bir semt olarak karşımıza çıkıyor tarihin tozlu raflarında. Bursa Hüdavendigar eyaletiyken bölgede 20 hanenin yaşadığından bahsediliyor.

Bölgede şimdilerde müthiş bir yapılaşma söz konusu. Fiyatlar da oldukça uçuk. Bir inşaat firması da hemen otobanın kenarına oldukça yüksek bir bina dikiyor. Bursa'ya tepeden bakılacağı sloganını kullanıyor. Bulutların üstünden!

Bir yahudi atasözünde şöyle deniyor, 'Yahudiler ya karıncalarla aynı seviyede, ya da bulutlar gibi en tepede olurlar, arası yoktur.'

O inşaat firması farkında olmadan mı böyle bir slogan kullandı bilemiyorum.

İstanbul'daki yahudi mahallesi misali, Evliyalar şehri Bursa'da da bir yahudi mahallesi oluşturuluyor gibi. Balat semtine yüksek binaların inşaatları yüksek satış bedelleri, yüzyıllardır orada adresleri olan çevre sakinlerini de huzursuz ediyor.

Balat semtinin hemen yanı başında bir AVM var, oldukça da büyük. İsmi ise Endülüs!

Endülüs ve Balat olmasaydı (!) otobandan Balat'a yol bağlantısı yapılır mıydı?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.