Menajer oyunlarının önüne geçilmeli

Son günlerde, Türk futbolunun en çok konuşulan gündem maddesi, genç oyuncuların kendilerine emek veren kulüpleri hiçe sayarak Avrupa yolunu tutmasıdır.

Bunun yeni bir örneği Beşiktaş'ta yaşandı.

Altyapıdan yetişen Emirhan, 18 yaşına basar basmaz menajeri aracılığıyla yetiştiği kulüple adeta deprem etkisi oluşturan bir mukavele imzaladı.

Göstermelik şekilde sezon başı hazırlıklarına Beşiktaş'ta katılan genç yıldız adayı, diğer taraftan da İtalyan ekibi Torino ile deyim yerindeyse işi pişirmiş.

Sonuç...

Bir, iki sezon sonra Beşiktaş'ın astronomik bonservis bedeliyle satabileceği öz kaynaktan yetişen oyuncu, 4,5 milyon Euro gibi beklenenin çok altında bir rakama Torino'nun yolunu tuttu.

***

Bildiğiniz üzere,

Yakın geçmişte Bursaspor'un başına da benzer bir olay gelmişti.

Geleceğin santraforu gözüyle bakılan Ali Akman, altyapıdan yetiştiği Bursaspor'la sözleşme imzalamaya yanaşmamış ve amcası Ayhan Akman'ın da dolduruşlarıyla Alman ekibi Eintracht Frankfurt'un yolunu tutmuştu.

Hatırlarsınız...

O sezon 1. Lig'de mücadele eden Yeşil-beyazlıların gol yükünü çeken genç yıldız,  sözleşme imzalamayınca Erkan Kamat yönetimi tarafından kadro dışı bırakılmıştı.

Bu karara kadar, iyi bir grafik yakalayan Bursaspor'un sonrasında gol yollarında etkinliği azalmıştı.

Diğer taraftan...

20 yaşındaki oyuncu için de işlerin iyi gitmediğini söyleyebiliriz.

Alman ekibinde süre alamayan Ali, önce Hollanda'nın yolunu tutarken, şimdi de amcasının görev yaptığı Galatasaray'a transfer olmak üzere.

Orada da tutunabileceğini hiç sanmıyorum!

Sonuç olarak;

Unutulmaz bir Bursaspor efsanesi olarak takımdan sağlam adımlarla ayrılmak varken, yanlış kariyer planlamasının kurbanı oldu.

***

Gerçekten de;

Menajer oyunlarının Türk futboluna verdiği zarar içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Bursaspor'un da aralarında olduğu pek çok kulüp, yanlış transfer politikaları yüzünden borç batağına saplandı.

Çuvallar dolusu paralarla alınan 'içi geçmiş' yıldızlar, yatmaya geldikleri ülkemizde yeni yeteneklerin de önünü kapattı.

Sportif başarı ise maalesef dibe vurdu.

Şimdi de...

Bu menajerler, henüz tam anlamıyla gelişimini tamamlamamış yıldız adaylarımızı alelacele Avrupa'ya pazarlama derdine düştü.

Ancak hesaplayamadıkları bir şey var!

O da;

Türk futbolcusuyla, Avrupalıların duygusal anlamda birbirlerinden fazlaca ayrılmasıdır.

Bizim futbolcularımız yaşadıkları olumsuz gelişmelerde çabuk demoralize olur ve bu durum performanslarına da bir hayli yansır.

Bakın Avrupa'da başarılı olan Türk futbolculara...

Hepsi kendisini parlatan kulüplerine para kazandırıp, el üstünde yolcu edilmişlerdir.

Alavere dalavere yapanların ise bu kurnazlıkları ayaklarına bulaşmıştır.

Dileriz...

Türk futbolunu 'sırf para kazanma uğruna' baltalayan bazı menajerlerin bu oyunlarına karşı kulüplerden karşı bir hamle gelir.

Yoksa...

İşin ticari boyutu yüzünden hiçbir genç futboluna konsantre olamayacak.