İdam geri mi geliyor?

21 Haziran'da başlayan ve dün kontrol altına alınan Marmaris'teki orman yangınında 4 bin 500 hektarlık alan zarar gördü.  

Her yaz mevsimi geldiğinde yangın kabusu duyacağız diye haberlere korkarak göz atıyoruz.

Ancak...

Ne yaparsak yapalım, büyük ölçekli alanları küle çeviren bu afeti durduramıyoruz.

Bildiğiniz gibi cennet koyları çevreleyen alevlerin çıkışına benzin döken alçak yakalandı.

Sacit Ayhan isimli kundakçı, yangının başladığı Küfre Koyu'nda, yanında 2 benzin bidonuyla yakalanıp gözaltına alınmıştı.

İlk sorgusunda, babasının bölgede bulunan arazisini sattığını ve buna öfkelenerek yangın bölgesinde 3 ayrı noktaya sigara izmariti atarak yangın çıkardığını itiraf etti.

Kendisi acındırmak için de şöyle bir finalle suçuna kılıf hazırladı:

"Ateşin içine girerek intihar etmek istedim."

***

Kuraklık riskiyle karşı karşıya olan ülkemizin ormanları yandıkça bizim de ciğerlerimiz dağlanıyor.

Diğer taraftan...

Bu alanlarda yaşayan canlılar da alevler arasında can veriyor.

Şimdi söyleyin bana!..

Ormanları ateşe vermenin adı katliam değil de nedir?

***

Bu noktada önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan şu önemli açıklamayı yaptı:

"Ucu nereye dayanıyor, idama mı? İdam olmalı. Sultan Fatih ne diyor? Ormanlarımdan bir ağaç kesenin boynunu vururum diyor. Bu iş o kadar önemli. Canım bütün ormanları yakıyoruz. Bütün haşerat, hayvanlar bu ormanlarla yanıyor."

Vicdanlara huzur ve umut veren bu açıklamanın ardından dün de Adalet Bakanı Bozdağ, idamın çıkarılması için Meclis'i adres gösterdi.

Anlaşılan bu noktada atılacak adımlarla gelecekte karşılaşacağız.

Şayet...

İdam cezası, ormanlarımıza yönelik sabotaja karşı bir çare olacaksa, ben bir vatandaş olarak bunu olumlu buluyorum.

Çıkarmışken;

Sadece ormanları yakanları değil, çocuk tacizcileri de bu cezaya tabi tutulsa ne güzel olur.