Herkes önce kapısının önünü süpürsün!

Bırakın savaşı, ekonomiyi, trafiği vesaire şikayet ettiğimiz konuları...

Asıl sorunumuz kapımıza dayandı!

Adı da; iklim krizi!

Bu sorunun temel nedeni ise malumunuz, 'küresel ısınma' belası.

İşin acı tarafı da, her şeyi düzeltmek için elimizden tek başımıza bir şey gelmiyor.

O çok gelişmiş, sözde medeniyetin ve demokrasinin beşiği canavar yuvaları getirdi dünyamızı bu duruma.

Daha çok kazanmak adına doğanın dengesiyle oynadılar, her yeri kara bulutlarla kapladılar!

'Ahlar, vahlar' çekme dönemi çoktan geride kaldı.

Etrafımızda yaşanan olaylara bakarsak, aslında iklimsel değişimin ülkemizi nasıl etkilediğini şimdiden anlayabiliriz...

İç Anadolu'da obruklar oluşurken, Ege'de yeşil örtü alevlerin arasına küle dönüyor.

Marmara Denizi'ni müsilaj belası kaplarken, Karadeniz sele teslim oluyor.

***

Şimdi...

Acilen ülkemizin iklim değişikliğinden en az şekilde etkilenmesini sağlamaya çalışmalıyız.

Bunun için...

İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı yapıldı.

2053'ü hedef alan plan, bu yılsonuna kadar tekrar güncellenecek.

Bu kapsamda da;

2022 yılında; çevreden enerjiye, sanayiden tarıma, şehirleşmeden ulaşıma kadar birçok alanda yürütülen projeler tamamlanarak geleceğe sağlam bir adım atılacak.

***

Ülkemizin hatta dünyamızın geleceğini tehdit eden bu soruna karşı bize düşen bazı bireysel görevler de var...

Mesela;

2017'de hayata geçirilen 'Sıfır Atık Projesi' sayesinde;

Kağıt, plastik, cam gibi maddelerden oluşan 24,2 milyon ton atık ekonomiye geri kazandırıldı.

Bu sayede de, 30 milyar liralık bir kazanç sağlandı.

Daha önemlisi ise;

265 milyon ağaç kurtarıldı.

***

Diyeceğim şudur:

Artık çevre sorunları ensemizde.

'Bu yapsın, o el atsın' mantığı felaketi her geçen gün daha da yaklaştırıyor.

Tıpkı Alman edebiyatçı Goethe'nin ünlü sözü gibi;

 “Herkes kapısının önünü süpürse, her semt temiz olur”

Biz de işe, önce çevremizi kirleten, kaynakları ihtiyaçtan fazla kullanmamıza neden olan alışkanlıklarımızı düzelterek başlayacağız.