Hava Durumu

Küçük adımlarla okuduğunu anlama

Yazının Giriş Tarihi: 01.04.2022 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.03.2022 03:30

Geçen hafta kitap okuma alışkanlığının ilk basamağı olan istikrarlı devam etmekten ve ailenin bu duruma katkılarından bahsetmiştik. Kitap okuma alışkanlığı kazandırmada çeşitli yollardan bahsetmeye devam edeceğiz ancak; okuduğunu anlama sürecinin temeli yine düzenli okumaya dayandığı için bu hafta anlamaya dayalı bu süreçten bahsetmekte fayda gördüm.

Matematik, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilgiler dersine kadar tüm becerilerin temeli okuduğunu anlama sürecine dayanmaktadır.Okuma için disiplinler arası bir süreç diyebiliriz. Okumak sınırları dışına çıkarak her bilişsel alandan kendine pay edinir. ‘’Okuduğunu anlama; görülen, işitilen ve okunanların kavranıp algılanmasıdır.’’ (Ruşen, 1995:143)

Tanımdan yola çıkacak olursak okunanların kavranıp algılanması gerekir ve algılama için öncelikli olarak kelime bilgisinin olması gerekir. Kelime bilgisi olmadığında metnin bütünü de herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Sözcükler yalnızca yan yana duran harfler olarak kalacaktır.Küçükken bizlere söylenen hatta zaman zaman anlamsız gelen ninniler, tekerlemeler, bilmecelerin söylenme nedeni neydi?Çocuklara uyumadan önce masal anlatmanın hikâye okumanın tek nedeni çocukları daha rahat uykuya sevk etmek mi?

Bu davranışları neden yapıyoruz?

Neden kuşaktan kuşağa süregeliyor?

Zaman zaman kulağa anlamsız gelen kurgusal bir yapıya sahip olmayan tekerlemelerin söylenmesi, uyumadan okunan masalların nedeni çocuğun dil gelişimini ve sözcük dağarcığını geliştirerek yeni kelimeler öğrenmesini sağlamaktır. Çocuk büyüdükçe ninniler bilmecelere, bilmeceler masallara, masallar tekerlemelere dönmelidir.

Kelime bilgisi kazandırmak için ilk aşama ninniler, masallar ve tekerlemelerken ikinci aşama için okuma esnasında çocuğun yanında olmak ve anlamını bilmediği kelimeleri öğrenmesini sağlamaktır diyebiliriz. Bunun için her sayfada anlamı bilinmeyen kelimeler belirlenip, anlamları öğrenilip sayfa yeniden okunmalıdır.

Günlük konuşma dilinde gerek öğretmen gerekse ebeveynler sınırlı kelime dağarcığı ile değil, olabildiğince farklı kelimeler kullanmaya özen göstermelidir. Kullanılan farklı kelimeler konuşma esnasında çocuğa açıklanmalıdır. Bu durum çocuğun kelime dağarcığını geliştirecektir.

Okuma için seçilen kitaplar kolaydan zora ilerlemelidir. Çocuğun kolay anlayacağı kitaplar ile yola çıkıp okuma-anlama düzeyi geliştikçe sayfa sayısını ve kitap zorluğunu arttırmak faydalı olacaktır.

Okunan kitap hakkında çokça soru sormak, kitap ile alakalı bir hikâye haritası oluşturmak, kitabın bitişini ya da bir sonraki sayfada neler olabileceğini tahmin edip tahminleri anlatmak, kitap içerisinde bulunan kelimeler ile alakalı zıt ve eş anlamlı kelimeler çalışması yapmak, gerektiğinde çocuğun kitabı kendi cümleleriyle ifade edebileceği bir özet yazdırmak. İlk aşama için özet yazmak istemeyecek çocuklar ya da küçük yaş grubu için okuduğu hikâyeyi resmederek anlatmasını sağlamak çocuğun anlamlandırma sürecine katkı sunacaktır.

Kitap okumanın yanı sıra okuma-anlama çalışması içeren alıştırma kitapları üzerinden kısa metinler ile çalışmalar yaparak hikâyeyi anlamaya yönelik soruları cevaplamak gelişime katkı sağlayacaktır.

Çocuğun okurken kafasının karıştığını hissettiğiniz anda durdurarak okuduğu yere kadar olan kısmını anlatması istenmeli, önce parça parça ardından bir bütün olarak anlamlandırma yapılmalıdır.

‘’Bloom’’ okuduğunu anlama gücü ile öğrencilerin matematik, fen bilimleri, dil ve edebiyat dersleri açısından bir ilişkinin olduğunu ifade etmektedir. Bloom (1995: 60) Bu nedenle başarının temelinde yatmakta olan okuma-anlama sürecine dikkat etmeli, çaba, azim ve devamlılık isteyen bir süreç olduğunu gözden kaçırmamalıyız.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.