Hava Durumu

Evinizde bir mucit olabilir

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2022 01:16

Bu hafta size ucu bucağı olmayan bir sonsuzluktan bahsetmek istiyorum. Öyle büyük bir konu ki bu, başladığı noktayı da bittiği noktayı da görmemiz imkânsız hele ki biz yetişkinler için. Bizim gözlerimizin şapka gördüğü çizimi, fil yutmuş boğa yılanı gören gözlerden bahsediyorum. Sizleri yeterince meraklandırdığıma göre konuya gelebilirim. Konumuz çocuk ve hayal gücü. O inanılmaz derya ve sonrası.

Asıl sorunumuz;

‘’Ne oluyor da o uçsuz bucaksız hayal gücünün sahibi çocuklar büyüyüp bize benziyorlar?’’ ‘’Bizim gibi dünyayı rakamlardan ibaret sanan, düşünceleri kalıplaşmış sıradan bireylere dönüşüyorlar?’’

Çocuklar okula başladıklarında bambaşkalar. Her biri, bir diğerinden farklı, bir diğerinden parlak. Sınıf ilerledikçe parlaklıklar matlaşıyor. Gitgide hayal gücü yerini rakamlara ve ezberlere bırakıyor. Bunun sorumlusu; üzülerek söylemeliyim ki bizleriz. Çocukları hazırlamak zorunda olduğumuz sınavlar, çocukların yetişmesini istediğimiz kurslar, başarılı olmalarını istediğimiz dersler… Başarılarını körüklediğimizi düşünürken hayal güçlerine yer açmayı unutuyoruz. Örneğin; bir tema çerçevesinde resim yapmalarını istiyoruz. Temadan dışarı çıktığında çocuk, bunun burada ne işi var tepkisini veriyoruz. Bu defa çocuk; ‘’Demek ki burada bu olmamalı yalnızca var olanı kullanmalıyım, sadece gördüğüm vardır o zaman zihnimde gördüklerimi kullanamam.’’ Algısına kapılıyor. Bizler ise böyle yapmaya devam ederek beslememiz gereken hayal gücünü kısıtlıyoruz.Tüm icatlar en başında bir hayalden ibaretti. Her gün kullandığımız, hayatımızı kolaylaştıran tüm makineler farklı düşünen ve hayal kurabilen insanlar tarafından yapıldı. İşte tam da bu yüzden çocuklarımızı herkesleştirmeye çalışmayıp aksine o farklı düşüncesini geliştirmesi için desteklemeliyiz. Hayal gücünün de tıpkı çiçekler gibi suya ihtiyacı vardır ve sulanmayan hayal güçleri solmaya mahkûmdur. Bunun için yeni ufuklara pencere açmalarına yardımcı olmalıyız.

‘’Neden yarının mucidi sizin çocuğunuz olmasın ki?’’

Çok sevdiğim kitaplardan biri olan ‘’Küçük Prens’’ kitabında biz yetişkinlere dokunacak oldukça manidar şu cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum;Büyüklere, ‘’Pembe tuğlalı, pencerelerinde sardunyalar, çatısında güvercinler olan çok güzel bir ev gördüm.’’ derseniz bu evi hayallerinde canlandırmayı beceremezler. Onlara şöyle demeniz gerekir: ‘’Milyonluk bir ev gördüm.’’ O zaman: ‘’Ne kadar güzel!’’ diye haykırırlar.

Diyeceğim o ki bizim algımızda bir zamanlar rakamlardan değil sardunyalardan ibaretti. Zaman içinde sardunyaların kendisiyle değil sayılarıyla ilgilenmeye başladık. Belki biz hayal gücümüzü kurtaramadık ama çocuklarımızın hayal gücünü kurtarmaya yardım edebiliriz.

Naçizane bir tavsiyem var sizlere ‘’Küçük Prens’’ kitabını ilk defa ya da yeniden, eleştirel bir gözle, içinde kendinizden bir parça bulmak için tekrar okuyun.

Susuz kalan hayal güçlerinize tekrar can suyu bulmanız dileğimle.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.