Hava Durumu

Aaa! Okudu bu çocuk

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2022 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2022 16:34

Bundan yaklaşık üç ay önce Ela ile Lale’yi el ele tutuşturup sizlere bir yazı yazmıştım. Demiştim ki; ‘’Endişeye mahal yok.’’ Benim bu sözlerim yaz sıcağındaki bir akşamüstü esintisi yaratıp akabinde yerini kavurucu sıcağa yani eski endişeye bırakmıştı. Bu kısa vadeli esintinin üzerinden üç ay geçti. Şimdi özdeğerlendirme vakti.

‘’Hocam, bizim çocuk okuyamıyor.’’

‘’Hocam, ne zaman okuyacak?’’

‘’Diğer arkadaşları okudu mu?’’

Soruları yerini, ‘’Hocam, bizim çocuk okuyor.’’ cümlelerine bıraktı.Endişe gitti, rahatlık geldi. Mutluluklar, hediyeler, ‘’Güzel yavrum okudu.’’ edaları havada uçuyor. Sonuna kadar hak ettiniz hem siz hem de çocuğunuz. Peki, o kadar stresi yaşamaya değer miydi? Kim ne derse desin, hangi konuda destek vermiş olursa olsun elbette ilk stres olacaktı bundan tamamen sıyrılmanızı beklemiyorduk ancak bu kadarına gerek var mıydı?

Endişeleriniz sadece bunlarla da sınırlı değildi. ‘’Okula alışabilecek mi?’’, ‘’Arkadaşları ile anlaşabilecek mi?’’, ‘’Öğretmeni onu anlayabilecek mi?’’ ve daha niceleri. Aradan üç ay geçti. Üç ayda neler oldu. Çocukların her biri birbirleriyle arkadaş oldu. Bazıları o kadar iyi arkadaş oldu ki ailelerin tanışmasına bile vesile oldular. Bazıları ileride o kadar iyi arkadaş olacaklar ki şimdiden bol bol didişiyorlar. Bazıları kendine kalem alırken arkadaşını unutmaz hale geldi. Hatta bazıları kendi görevini bitirip arkadaşına yardıma koştu. Okula alışmak şöyle dursun, okulda adımlamadık laf aramızda karıştırmadık yer bırakmadılar. Tam da bu konuyla alakalı içimizi ısıtan bir anımız var. Sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Bir öğrencimin hafta sonu okulda etkinliği var ardından ise sınıfta yaptığımız etüt çalışmasına katılıyor ancak o hafta katılamayacak çünkü ailesi eski arkadaşları görüşmesi için çok hoş bir plan yapmış. Öğrencimin, benim ve ailenin yani herkesin durumdan haberi var. Öğrencim etkinliğine katılıyor ardından gitmesi gerekiyor, annesi ise onu girişte bekliyor. Etkinlik bitiminde biz etüte başlıyoruz. Birden sınıfın kapısı açılıyor. Gitmesi gereken öğrencim derse gelmiş. Öğretmenim, biz gitmeyeceğiz hadi ders yapalım ama çabuk olmamız lazım diyor. Biz başlıyoruz derse ama o sırada okulun her yerinde öğrencimi arıyorlar. Öğrencim ise olan bitenin farkında ama hiç oralı olmadan okuma yapmaya devam ediyor. Sonunda sınıfa baktıklarında öğrencimin orada olduğunu görüyorlar. Öğrencim ise bir hışımla sınıf içinde saklanıyor. Ben okulda kalmak istiyorum. Okul daha eğlenceli diyor. Tabii bizde bir kahkaha alıp başını gidiyor. Şimdi sizce o çocuk okula alışmamış mıdır?

Çocuklara yeterli zamanı ve sabrı verdiğimizde başaramayacakları hiçbir şeyin olmadığını yine yeniden göstermek için yazıyorum bu yazıyı çünkü birkaç ay sonra yeni telaşlarımız başlayacak. Bu defa; ‘’Heceleyerek okuyor.’’, ‘’Okuması çok yavaş.’’, ‘’Okuduğunu anlamıyor.’’ sorunlarımız başlayacak. Onlardan önce davranmak istedim. Hepimiz aynı yollardan geçtik. Okumuyor dediniz ancak henüz daha harfler bitmemişken neredeyse her biri okumaya başladı. Çocuklarda onlara yüklediğimiz anlamdan çok daha fazlası var. Her şeyin vakti olduğu gibi sizlerinde evhamı kapı arkasına bırakma vaktiniz vardı ve sanıyorum o vakit geldi.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.