Gastronominin kalbi Türkiye

Annenizin veya büyükannenizin tariflerini not almadığınız için bugün Türk gastronomisini maalesef dünya tanımıyor.

Dünya tarihinin en büyük mutfaklarından birine sahip olup dünyada hala bir statü kazanamamak ne acı.

Hani atalar derlerya söz uçar yazı kalır. Evet yazılı müfredatta olan bütün mutfaklar maalesefki türk mutfağının önünde gösteriliyor.

Çünkü bu ülkeler gittikleri her yere kendi kültürlerinden birşeyler götürüp tanıtırken mutfaklarını unutmuyorlar.

Bu yüzden bugün Fransa'da aşçılar cumhurbaşkanından sonra geliyor. Ülkemizin büyük küçük neredeyse bütün şirketleri yurt dışındaki fuarlara katılıyorlar .

Ve orada ülkemizi tanıtan küçük videolar oynatılıyor ama içlerinde birtane bile türk mutfağını tanıtan,anlatan veya yaşatan bir VTR'ye rastlayamassınız.

Çünkü biz kendimizi beğenmiyoruz ve pizza aşığı bir millet olarak hızla yolumuza devam ediyoruz.

Ve yine büyük görev meslektaşlarıma düşüyor...

Menemen yaparken sıkılmayın,karnı yarık pişirirken bıkmayın veya keşkek yaparken yine mi keşkek diye homurdanmayın.

Menemeni kiraz domatesle deneyin,karnı yarığı bebek patlıcan ile ve keşkeği modernize edin.

Yani kendi yorumlarınızla Türk gastronomisini yaşayın,yaşatın...

Yanınızda staj yapan genç şef adaylarına türk mutfağının tarihini anlatın ve işlemelerine yardımcı olun.

Bu hepimizin geleceği için gerekli... Yoksa Türk mutfağı tarih olacak ve kahvaltıda sucuklu yumurta yerine nugget tüketen çocuklarımıza üzülerek bakacağız.

Bütün turizm meslek lisesinde okuyan genç şef adaylarının aldıkları eğitimin, ne denli mutfağımıza hitap ettiği tartışılır tabiiki. Fakat meslek lisesinde eğitim veren öğretmen arkadaşların da Türk mutfağını iyi okumaları gerekiyor.

Çünkü mesleğimizin dallarından mezun olup öğretmenlik yapanların sayısı çok az, bu yüzden sınıf öğretmenleri maalesefki meslek liselerine atanıyor.

 Bu durumda öğrenci arkadaşlarımızın kendi alanlarında aldıkları eğitimi sorgulamamıza sebep oluyor.

Pişirme tekniklerinden doğrama tekniklerine pratikte hiçbir mutfak eğitimi olmayan öğretmenlerin sadece uygulama kitaplarından eğitim verdiklerine bizzat şahidim bu kısmen bir eksiklik olabilir ancak

Karalar bağlayacağımıza daha çok okuyarak ve okuduklarımızı öğrencilerimize daha çok işleterek göstermemiz gerekiyorki türk gastronomisi gelişsin ve yaşamaya devam etsin.

Dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan biride ürettiğimiz bütün yemeklerde kullanılan ürünlerin yine ülkemizde yetişen sebzeler olmasına dikkat etmemizdir. Türk gastronomisini geliştirirken üreticimizide harcamış olmayalım.

Sizler için seçtiğim modern Türk mutfağından ödüllü olan çorbamızı birlikte hazırlayalımmı?

FÜMELENMİŞ BILDIRCIN ÇORBASI

MALZEMELER

2 adet fümelenmiş bıldırcın

700 ml et suyu

1 orta boy soğan

3 diş sarımsak

2 yemek kaşığı maş fasülye

30 gr tereyağı

3 yemek kaşığı un

2 yemek kaşığı yoğurt

2 adet yumurta

1 çay kaşığı tuz

1 çay kaşığı karabiber

½ limon

HAZIRLANIŞI

Öncelikle kiraz ağacı talaşında fümelenmiş bıldırcınlar 700 ml su ile haşlanır.

Bıldırcınlardan elde edilen et suyu bir kenara alınır ve bıldırcınlar kemiklerinden ayrılarak tiftiklenir.

Bir karıştırma kabında un, yoğurt ve yumurta homojen kıvama gelene kadar çırpılır.

Brunoise doğranan soğan ve sarımsaklar tereyağında sotelenme işlemine girdikten sonra maş

fasülyesi eklenir ve et suyu ilave edilir.

Maş fasülyeleri yumuşayıncaya kadar pişirildikten sonra tiftiklenen bıldırcın etleri eklenir.

Tencereden bir kepçe kaynayan et suyundan alınır ve karıştırma kabındaki meyane karışımına eklenir. Isı dengesi sağlanır ve bu sayede yoğurdun kesme riski ortadan kalkmış olur. Daha sonra yavaş yavaş kaynayan suya meyane karışımı çırpılarak ilave edilir. Tuz ve karabiber ile tatlandırıldıktan sonra 4 dakika daha pişirilip taze limon ile servis edilir.