Hava Durumu

Dünyadan bir Paul usta geçti...

Yazının Giriş Tarihi: 15.06.2019 07:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.06.2019 07:03

Bir başarıdan bir satır, bir başarısızlıktan bir kitap öğrenebilirsin... Bugün Paul ustanın artık hayatta olmadığı bir gün ve bütün aşçılar için acı bir kayıp... 11 Şubat 1926 Lyon'da doğmuş.1942 yılında Fernand Point'in yanında çıraklık yapmaya başlamış. İlk işi pazardan ürünleri almakmış. Fernand Point onu manevi oğlu olarak görmüştür. Paul Bocuse onun en taze ürünleri kullanma fikrini benimsemiş ve çıraklığından sonra bu fikre sıkı sıkı sarılmıştır. Paul usta Fransız mutfağının adeta babasıdır ve yeni mutfak tekniklerinin neredeyse alfabesidir. Paul Bocuse aslında dedesinden gelen bu mesleğe hiçte yabancı değilmiş. 1956'lara kadar ailesinden ayrı yaşayıp mesleği tam anlamıyla öğrenen şef bu tarihte babasının restaurantını 100 bin dolar borç ile bırakıp ölmesi ile artık kendi işletmesini kurup bu borçlarıda üstlenmiştir. Tabiiki 70'li yıllarda artık dünyanın en iyi şefidir.

Bir gün Fransız mutfağının asimilasyon geçirmeye başladığını görür ve geleneksel mutfaklarını kaybetmek üzereyken bütün aşçıları örgütler ve yemek yapmayı yasaklar.İnsanların kendi özünde beslenmeye devam etsinler diye Fransız mutfağını yeniden yazar. Aslında bunu başarabilecek bir şefin şeften çok iyi bir devrimci olarak anılması gerekmez mi?                                                             

Bildiği her şeyi çıraklarına anlatan ve bu yüzden Fransız mutfağının bir daha asimilasyon geçirip tahrip olmasını engelleyen bir şeftir.

Aşçının sadece yemek yapmak için değil aynı zamanda misafirlerinin memnuniyetini sağlamak için sürekli iletişim halinde olmasını savunan ve bunu aşçılara aşılayanda bir şefti.

 Türk mutfağının birçok pişirme tekniğini de kendine ilham alıp ve bir köşe yazısında iyi ki Türk mutfağı var demiştir. Fransız devleti Paul ustaya devlet nişanı verdi ve birçok devlet tarafından da yüz yılın şefi olarak kabul edilirdi.

 Paul Bocuse'ün sahip olduğu L'Auberge Du Pont de Collonges 1965 yılından beri 3 Michelin yıldızını elinde bulunduruyor. Bu prestijli ödülü 49 yıldır hiç kaybetmeden elinizde tutmak çok zor. Bunu sadece Paul Bocuse gibi bir şef yapabilir.

Bir başarıdan bir satır, bir başarısızlıktan bir kitap öğrenebilirsin diye bir sözün bu ağızdan çıkmasına pekte şaşırmamalı.

Benimde mutfak çalışmalarımda çoğu zaman tecrübelerine başvurduğum duayen şef! Bıraktığın miras ben eminim ki yüzlerce yıl daha yaşayacaktır.

Dünyadaki ilk aşçılık yarışmasının yapılmasına öncülük eden büyük ustayı 92 yaşında kaybettik. Bir gün bizim asimilasyon geçiren ve tamamen kaybolmaya yüz tutmuş ve fast food akımına karşı kurban edilen mutfağımızı kurtarmak için Paul Bocuse gibi şefler çıkar umarım.

Bütün dünyaya kazandırdığın mutfak tecrübeleri ve modern teknikler için hatta her şey için merci Paul Bocuse.

Sizlere haftaya iyi başlamak için ve kontrollü beslenenler için birde gluten hassasiyeti olanlar için harika bir tarif vereceğim birlikte hazırlayalım mı?

KİLO YAPMAYAN KEK

3 adet elma

1 çay kaşığı tarçın

4 yumurta

1 su bardağı kefir

1 çay kaşığı vanilya

2 yemek kaşığı pirinç unu

2 çay bardağı süt

1 yemek kaşığı hindistan cevizi

1/2 çay bardağı hurma pekmezi

1 su bardağı kinoa unu

HAZIRLANIŞI

Öncelikle elmaları küp küp doğrayıp tarçın, hindistan cevizi ve vanilini ekleyip karıştıralım. Daha sonra ayrı bir karıştırma kabında kalan malzemeleri karıştırıp iki ayrı harcı birbiriyle buluşturalım. Kinoa yapısına göre değişkenlik gösterdiği için çok sulu olursa bir miktar daha kinoa unu ekleyebilirsiniz.

Bir cam tepsiyi yağlayıp harcımızı dökelim ve 175 derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 40 dakika pişirdikten sonra isteğe göre kakao veya tarçın ile servis edebiliriz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.