Yaşamın rüzgar gülü: Beklentiler

Tam şu anda hayattan beklentileriniz ne diye sorsam, bana neler söylemek isterdiniz? Hangi hayallerinizi veyahut vazgeçişlerinizi anlatırdınız?

Gerçek şu ki hepimiz, hayatın bizi sürprizlere boğmasını isteriz. Ansızın gelen güzel haberler, ayağımıza gelen fırsatlar, talih kuşları hepimizin kolektif arzularıdır.

Fakat kaçırdığımız bir nokta var. Her şeyde olduğu gibi evren ile biz arasında tecelli eden bir alma verme yasası vardır. Bu anlaşmada kurmuş olduğumuz denge çok önemlidir. Öncelikle bilinçaltımızın verdiği mesajlar neler? Davranış kalıplarımız bizi hangi düşüncelere sevk ediyor?

Zira bizim beklentilerimiz kadar evrenin de bizden beklentileri var. Oturduğumuz yerden hayıflanmak yerine gerçek olmasını istediklerimiz için davetimizi özenle hazırlamalıyız.

Peki sizin davetiniz nasıl?

Hiçbir adım atmadan henüz gerçekleşmemiş hayaller için şikâyet ederek mi, yoksa hayatınıza yakıştırdıklarınız için çaba sarf ederek mi?

Beklenti kelimesi, beklemek fiil kökünden türemiştir. Asında kayıtsızca, sadece beklemek yorar insanı.

Yoran, emek sarf etmemektir. Çiçeğinizi sulamadan rengarenk açmasını ümit etmektir. Bir rüzgar gülü misali, esintiye her daim ayak uydurmaktır. Seçimsizliktir. Mutfağa girmeden, önünüzde leziz bir yemek olmasını dilemektir.

Kapıyı hiç çalmadan açılmasını istemek ne kadar absürt bir durumsa, yeterince çabalamadan hayallerimizin gerçek olmasını beklemek de o kadar anlamsız.

Bu satırları okurken şu anda aklınızdan ne geçiyorsa o kare için kendinize çözüm yolları arayın ve yolunuzu bulduğunuzda hiç düşünmeden harekete geçin. Çünkü evren harekete geçenlere cevap verir. Durağan bir şekilde sızlanmak sadece zaman kaybı yaşatır.

Hayatınızı sahiplenin, dileklerinizi sahiplenin. Her adımınızda sizin için harika koşullar hazırlanacaktır emin olun. Kendinizin, yapabileceklerinizin farkında olur. Değişim, ayağa kalkmayı başaranlar içindir, oturanların değil unutmayın…
Hoşça kalın…