Motorları maviliklere sürelim, böyle giderse yağmurlu günler göreceğiz

500 kişi bir seminere katılmıştı. Konuşmacılardan biri durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. İşe herkese bir balon vererek başladı. Herkes kendine verilen gazlı kalemle balonuna ismini yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.

Katılımcılar odaya alındı ve onlara 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi bir o balona bir bu balona koşarak kendi adını aramaya başladı, katılımcılar birbirleriyle çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, ortalık tamamen bir kaos alanına döndü.5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.

Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Kısa bir süre içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.

Konuşmacı dedi ki:

“Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. ‘’

Ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı hepimiz bu dünyanın keşmekeşine dalmış durumdayız. Tabii olarak haklı nedenlerimiz de var elbet. Fakat şunu unutmamalıyız ki bireyselleştikçe tükeniyoruz. Bu durum da birden bire olmuyor; yavaş yavaş hissettirmeden siniyor tüm yaşamımıza. Ben iyi olayım da kim nasıl olursa olsun anlayışı bizi hiç güzel bir istikamete götürmüyor maalesef.
Bir ülkeyi sağlam kılan vatandaşlarıdır. İnsandır. Toplum yapan ise kişilerin birbirlerine olan davranışları, hoşgörüsü, sağduyusu, birlik olma bilincidir. Öyle dilsiz bir oyunun içindeyiz ki! İlk önce inancımızı, değerlerimizi doğallıktan bihaber olan el oyuncaklarımıza taşıdılar. Oysa hakiki olan temastır; bir yüreğe, bir hayata dokunmaktır.

‘Çat kapı gelmek. Komşuluk hakkı. İmece usulü. Elini uzatmak.’  Gibi kullandığımız cümleler beraberlik bilinci ile ortaya çıkan değerlerimiz. Ve biz sahip çıkmazsak, kimse çıkmayacak. Bu sağır ve kör olma hali önce kendimize sonrasında toplumumuza zarar verecek. Zira bizi biz yapan, değerlerimiz.

Çocuklarının geleceğini iyi koşullarda oluşturmak isteyen anne, babalar… Sözüm size: Gecenizi gündüzünüze katıp türlü emeklerle evlatlarınızı yetiştiriyorsunuz. Güzel okullara, etkinliklere gönderiyorsunuz. Gerekli de… Fakat bu konuya özen gösterdiğiniz kadar çocuğunuzun manevi gelişimine de aynı hassasiyeti göstermenizi tavsiye ediyorum. Lakin bu eğitimi nasihatle değil, sözlerinizle davranışlarınızla siz örnek olarak vermelisiniz. En iyi eğitim, örnek olmaktır. Değerlerimizi önce biz layığıyla yaşayacağız ki gelecek nesle de doğru bir şekilde aktarabilelim.

Hepimiz için manevi ve milli değerlerimize sahip çıktığımız, özenli davrandığımız bir gelecek diliyorum. Hoşça kalın…