Hava Durumu

Ütopya

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2016 10:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2016 10:09

Aslında olmayan kendi kendime tasarladığım bir ülkem var. İdeal... Herkes mutlu, herkes umutlu... Düş kurabilecek kadar güzel...

Gerçekleşmesi imkânsız... Mükemmel... Özendirici...

Bir tarihi, bir zamanı yok, adresi yok. Ones upon a time yani... Bir zamanlar... Masal gibi...

Ülkenin adı Ütopya.

Yani o kadar 'yok'...

Masal bu ya;

Bazı kelimeler yok benim ütopyamda. Öyle bir kelimenin varlığına ihtiyaç yok. Hiç hissedilmemiş. Bilinmemiş...

Açlık yok... Kimse aç kalmamış. En fazla 'yemek yiyelim' denmiş. Yalnızca anlık ihtiyaçlar... Yoksulluk bilinmeyen bir şey. Kimse azı ya da çoğu bilmemiş. Her şey olması gerektiği kadar. Yok'tan türememiş herhangi bir şey...

Öyle bir ülke ki hiçbir şey diğeri değil. Renk, dil, din, canlı ayrımını bilmiyor kimse...

Diğeri'ni bilmeyince nasıl olsun?

Adalet yok... Çünkü adaletsizlik yok... Cinsiyet yok... Çünkü cinsiyetçilik yok... Kimse kadın olduğu için ya da erkek olduğu için korkmuyor.

Kanla sulanmıyor topraklar... Silah yok... Kahramanlık destanları yazılmıyor. Çünkü kahramana ihtiyaç yok.

Ne var benim ülkemde biliyor musunuz? SANAT var... SANATÇI var... Edebiyat var. Matematik var... AŞK var... İNANÇ var... Doğa var... Öğrenmek ve öğretmek var. Saygı var sonsuz saygı... Yardım ve yardımlaşma var. Çocuk var çocukluk var...

Güzellikten ve kardeşlikten yana her şey...

Bu benim ütopyam... Olmayan ülkenin imkânsız ütopyası... Hayalci miyim? Elbette.

THOMAS MORE'UN ÜTOPYASI

İngiliz yazar, devlet adamı ve hukukçu Thomas More'un 500 yıl önce yazdığı Ütopya kutsal kitaplardan sonra en çok okunan kitap. 1950'lili yıllarda Türkçeye çevrilen ve dünya milletlerini peşinden sürükleyen kitap ne mi anlatıyor;

Şöyle;

Konu bir adada geçiyor. Utopos adında bir denizci 2000 sene önce adamlarıyla birlikte bir adaya yerleşiyor ve orada görülmemiş bir düzen kuruyor. Adanın adı Ütopya... Ütopya'da, özel mülkiyet yok, her şey ortak. Herkes bir iş güç sahibidir. İşsizlik yoktur, ama herkes günde en fazla 6 saat çalışıyor. İnsanlar zamanın geri kalanını avare avare geçirmiyor, kurslara gidiyorlar, zamanlarını gönüllü olarak eğitimde değerlendiriyorlar; vakitlerini okuyarak ve dinlenerek geçiriyorlar. Orada herkes mutlu çünkü geçim derdi ve kredi borcu yok; gelecek korkusu yok. Hastalık derdi yok, haciz derdi yok, mahkeme ve alacak verecek davaları yok; dolayısıyla adaletsizlik de yok. Çatışma korkusu da yok. Çocuklar mutlu...

Herkesin bir ütopyası olmalı mı? Elbette...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.