Hava Durumu

Ne, nasıl, neden yanlış?

Yazının Giriş Tarihi: 07.04.2016 09:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.04.2016 09:10

Olmayan işlerimi kucağıma aldım...

Bir türlü öğrenemediklerimi sağ kolumun altına, diş sarısı küfürlerimi sağ avuç içime toparladım sağa hiç bakmadım; sola fazla dokunmadım...

Yanlış olan ne? Geceleri uyutmayan, kalbime fazla ağır gelen, kendimi ve herkesi biraz fazla sorumlu tuttuğum ne?

BEN dedim,

Kuruşluk zekâmla, şeker tanesi kadar kahraman değilken hem de, bir kişi kazara ölse bile, düşünür müyüm sorgular mıyım neyi yanlış yapıyorum diye...

Ölenleri bıraksam okuma koltuğumun sağ alt köşesine, annemin menekşe yapraklarını saymaya başlasam cevabım gelir mi?

***

Aksak kaldırımda yürüdüm, renkli pabuçlarımın adımlarına ayak uydurmaya çalıştım?

Gölgeler Tılsım Kralı'nın elinde. Düşünürken; sen, ben, o, biz, siz ve içimdekiler...  Sorgularken neyi nasıl ve neden yanlış yaptığımı saysam bütün kişi zamirlerini ya da bıraksam zamirleri yastığımın sağ alt tarafına bildiğim bütün küfürleri tek tek saymaya başlasam kaç küfür sonra düzelirdi DÜNYA?

***

Şikâyet etmedim, mahkemeye vermedim. Hiçbir hükmün adaletine güvenmedim. Hükümler adaletli değil "adeleli" olur dediler, inandım. Şimdiye kadar giydiğim en çizgili çoraplarımla oturdum yeni yasalarımı boyadım. Tüm fırçalar Tılsım Kralı'nın elinde.

Boyalı tırnaklarımla, parlak olmayan gömlekler giyiyorken hem de, tüm turşu kavanozlarını tek tek saymaya başlasam ya da bıraksam turşu kavanozlarını kilerin sağ alt rafına, tüm kornişonları tek tek saymaya başlasam kaç küçük salatalıkla anlarsın bir şeylerin yanlış olduğunu?

***

Siyahlar giydim, gözümü kapatmadım... Usanmadım, uslanmadım. Basma etekli çiçekçi kadınlardan hiç korkmadım. Kola şişelerini su şişesi niyetine kullanmadım. Deniz dalgalarına şiir yazmadım. Havuçları küp küp doğradım, bir diş sarımsak ayıkladım, üç baş soğan soydum. Çatalları duelloya davet ettim, akıllı fırını aklından dolayı tebrik ettim, süpürge sopasıyla dans ettim... Kışlık berelere karşı kıyasıya özgürlük mücadelesi verdim. Ben dedim, alsam kibrit kutularını elime, tüm kibritleri tek tek yakmaya başlasam kaç 40 çöp sonra yakıldığını anlarsın?

Karanlıktan, aynalardan, piti kareli pijamalardan, kestiğim tişört etiketlerinden hoşlanmadığım için özür diledim.

***

Sürgün edilmiş bir renk curcunası benimkisi, güz kumpanyası, haleti ruhiye panayırı. İşaret ettiklerimi hiç göstermedim. Akıl oyunlarına niyet etmedim. İşim gücüm kelime kargaşası oldu yağmurda yürümeye heveslenmedim.

Buraları kolsuz heykeller, saray soytarıları, kıyamet alametleri. Buraları yaşlı Tılsım Kralı'nın koca göbek deliği... Buraları kapı numarası olmayan mavi kapılı, bayrak asılı evler... Buraları tekerleme söyleyen çocukların oynadığı park köşeleri.

Anlamazsan yalan olur anlarsan oyun bozulur...

Arada derede, abuk subuk, açık saçık, iyi kötü, düşe kalka, bata çıka, gide gele, ipe sapa gelmez bir hükümsüzlükle oturup sütsüz, şekersiz kahve sohbeti yapmaya çalışmak yine benimkisi...

 Anlarsan insan oluruz; anlamazsan sana göre en fazla kahven soğur...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.